Yücesoy Liva Hotel Spa Convention Center’de Personel Gecesi

Tüm personelin ailesi ve sevdikleri ile katıldığı unutulmaz gecede, Yönetim Kurulu Başkanı  Yrd. Nihal YÜCESOY  ve Yönetim Kurulu üyesi  Eren YÜCESOY ‘da  teşrif ettikleri kutlama gecesinin  …

Kaynak: Yücesoy Liva Hotel Spa Convention Center’de Personel Gecesi

Yücesoy Liva Hotel Spa Convention Center’de Personel Gecesi

Tüm personelin ailesi ve sevdikleri ile katıldığı unutulmaz gecede, Yönetim Kurulu Başkanı  Yrd. Nihal YÜCESOY  ve Yönetim Kurulu üyesi  Eren YÜCESOY ‘da  teşrif ettikleri kutlama gecesinin   konuşmasında  emeği  geçen bütün çalışanlara ve destekçi ailelerine teşekkürlerini  ileterek,

2016  Mart ve Nisan  aylarının  güleryüzlü  personeli seçilenlere ödüllerini verdiler.

Mart 2016  ‘Ayın Personeli’ ve Güleryüzlü Personeli  Çağıl Bektaş

Nisan  2016  Ayın Personeli ve güleryüzlü personeli  Mehmet Zerey

Balo salonunda uzun süre alkışlandılar. Misafirlerin yiyecek ve içecek servisini  Otelin  yönetim kadrosu yaptı . Genel Müdür  Cemal  Akın, F/B Müdürü Emrah Yakar,  F/O Müdürü Nazlı Keskin,  S/O Müdürü Gülay Kulaklı, Muhasebe Müdürü Mehmet Alagöz, Finans Müdürü  Buket Elverir, Mutfak Aşçıbaşı  Mehmet  Budak  beraberce gelen  misafirlere  servisi yaparlarken  diğer personeller de yardımlarını esirgemediler.  Kutlamaya  Yücesoy  Kale İnşaat grubu  ve  aileri  katılarak gecemize renk kattılar.  Müzik direktörümüz solist Selçuk Akçayır,  ve arkadaşları  Serkan Korhan,  Turan Dukan  coşkulu şarkıları ile herkesi eğlendirirken, çiftler için dans şarkılarını seslendirmeyi de ihmal etmediler. Masaların boşaldığı, pistin ise dolu olduğu bu özel günde herkes  yorgunluğunu eğlenerek attı.

Otelin  Mersina Balo salonunda gerçekleştirilen gecede çalışanlar aileleri ile beraber  doyasıya eğlendi.Gecenin konuşmasını yapan genel müdür  Cemal Akın ;

“Hizmet sektöründe başarı zordur. Ancak biz bunu  mükemmel bir ekip uyumu, saygın ve disiplinli bir çerçeve içinde başardık.  Aynı çekirdek kadro ile  ikibuçuk yıla yakın  zamandır birlikteyiz. Ekip  uyumu ekip disiplini  ve ekip kültürü  sürdürülebilir bir işletmecilik anlayışının temellerinden birisidir. Yücesoy  Liva Hotel  Yöneticileri olarak, bu konuda şanslıyız, her zaman özverili sorumluluk duygusuyla  yapılan ekip çalışmalarında başarı kaçınılmazdır. Misafir memnuniyetini  üstün ve kaliteli hizmetinizle   sağladınız. Sonsuz teşekkürler. Hepiniz benim için çok değerlisiniz. Sizlerle gurur duyuyorum. ” 

Turizm bizim için, aşktır, sevgidir, kaliteli  hizmettir,kardeşliktir, barıştır, hayattır, birleştiricidir, saygıdır.

Nice başarı dolu yıllara ve darısı diğer meslektaşlarımızın başına…

 

 

Cemal AKIN

Turizmci Yazar

Mersin İnanç Turizmi

Mersin  İnanç Turizmi

Yüzyıllar boyu, Üç semavi dine  (Müslümanlık-Hıristiyanlık-Musevilik) ve birçok uygarlığa ev sahipliği yapan Mersin, bu özelliği nedeniyle, tarihsel, kültürel  ve dinsel açılardan eşsiz değerleri  bünyesinde barındırmaktadır.

İnanç turizmin pazarlama politikasının geliştirilmesi durumunda, ilimizin sahip olduğu tarihsel, kültürel ve dinsel değerler daha iyi korunabilecek  ve gelecek kuşakların da bunları görmeleri sağlanacaktır. Mersin’de inanç turizmi kapsamında  turistlerin yoğun ilgisini çeken,  arkeolojik miras, kültür, tarih ve  doğa güzellikleri ile bütünleşen  her  dine hitab eden kutsal mekanlar   Mersin’in  turizm potansiyelinin oluşmasında en belirgin etkendir. Mersinde bulunan kutsal mekanlar insanların ruhsal, fiziksel, zihinsel, sosyal ve duygusal  anlamda uzun yıllar hafızalardan silinmeyecek etkili anılar  bırakmaktadır.

st-paul-kilisesi-Cemal AKIN inanç turizmiMersinde bulunan kutsal mekanlar;

  1. PAUL KİLİSESİ (Aziz Paulus (Sen Pol) Müzesi)

1994 yılında  koruma altına alınan, ST. PAUL  Kilisesi, “Anıt Müze” olarak ziyarete açılmıştır. M.S. 5. Yüzyıl’dan itibaren, Aziz Paul’un doğum yeri olan Tarsus’ta yer almıştır. Saint Paulus (Sen Pol), Hristiyan dünyasında, Hz. İsa’dan sonra, Hıristiyanlığın yayılması için en çok çaba gösteren din adamlarından biridir. 1850 yılında yaptırılan kilise, 460 m2,  Romen stilinde  anıtsal nitelikte  inşa edilmiştir. 1862 yılında geçirdiği büyük çaplı onarımdan sonra genel mimari olarak bugünkü halini almıştır. 1992-93 yıllarında Aziz Paul Kilisesi’nde Vatikan tarafından ‘Aziz Paul Sempozyumu ve Ayini’ düzenlenmiş. Vatikan tarafından 2008  yılının St. Paul Yılı ilan edilmesi nedeniyle  Tarsus  dünyanın dört bir yanından Hristiyanların akınına uğramıştır. Kilise sade bir mimari tarzı ile yapılmış, tavanda Hz. İsa, Yohanna, Matta, Luca ve Marcos’un freskleri , “İlahi Göz” ve melekler  tavanın merkezinde tasvir edilmiştir.

Hıristiyanlık sonrası yaşamının İncil’de yer almasıyla ölümsüzlüğe erişen  Aziz St. Paul bugün Hıristiyanlığın en büyük sembollerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Kiliselerin de kurucusu olduğu kabul edilen teorisyen ve felsefe adamı, Tarsuslu  Hıristiyanlık tarihinin en değerli Azizleri arasında sayılmaktadır. Aziz  St. Paul  Hıristiyan İnancındaki  önemi, Kendisini “annesinin rahmindeyken tanrı tarafından seçilip görevlendirilen kişi” olarak tanımlayan ve tebliğ ettiği  öğretinin “Mesih İncili” olduğunu vurgulayan Aziz Pavlus, Hıristiyanlığın en önemli şahsiyetlerindendir. Hıristiyanlık dininde İsa’nın 12 havarisinden biridir. Baba mesleği olan Çadır bezi dokumacılığı yapmıştır.13 yaşına doğru hahamlıkla ilgili öğrenim görmesi için Kudüs’e gönderildi. Tarsus’a döndüğünde çift vatandaşlık hakkını elde etti. Hem Tarsus hemde Roma vatandaşı oldu. M.S.36 yılında Şam yolunda hiç ummadığı bir anda Hz. İsa ile karşılaştı. St.Paul M.S. 64 Tarihinde Roma’da idam ettirilmiştir. Hıristanyanlığın yayılmasında ve kurumsallaşmasında önemli bir yeri olan ve İncil’de “Müjdeleyici” olarak ismi geçen  ve ona duyulan  yoğun sevgi   literatürde “Tarsuslu Havari” olarak da anılmaktadır,               st-paul-kuyu cemalakin

  1. Paul Kuyusu

St. Paul Kuyusu, Tarsus’ta doğmuş olan Aziz St. Paul’un yaşadığı evin avlusunda bulunmaktadır. Derinliği 38 m. olan kuyunun suyu yaz-kış  kullanılmasına rağmen hiç eksilmemektedir. Halk arasında Roma döneminden kalma kuyu suyunun şifalı olduğuna inanılır. Günümüzde turistlerin yoğun ilgisini çeken bu kuyu suyunun kutsal olduğuna inanılmaktadır.

   Eshab-ı Kehf

Dünyanın birçok yerinde mekân bulan “Yedi Uyurlar İnanışının”  Anadolu’daki en önemli merkezi Tarsus’taki “Eshab-ı Kehf Mağarası’dır.” Tarsus’un, 12 km. kuzeyinde Dedeler köyünde, Encülüs Dağı’nın eteklerinde bulunan mağara, Hristiyan ve Müslümanlarca kutsal bir ziyaret yeri olarak kabul edilir. Mağaranın hemen üzerinde 1873 yılında yapılmış bir cami yer almaktadır.

Eshab-ı Kehf Mağarası, Kuran-ı Kerim’in Kehf Suresi’nin 9-26. Ayetlerinde anlatıldığı gibi, Allah’a inanan ve yaşadıkları devrin zalim ve müşrik kralından kaçan  Yemliha, Mekselina, Mislina, Mernuş, Debernuş, Şazenuş ve Kefeştatayyuş adlı yedi gencin ve köpekleri Kıtmir’in 309 yıl uyudukları mağaradır. Rum Hükümdarlarından Dakyanus’un zulmüne maruz kalan ve Allaha olan inançlarının gereğini yapabilmek için Tarsus şehrinden kaçıp Bencülüs dağındaki mağarada 309 yıl uyuyan ancak bir takip sonucu yine o mağarada sır olan 7 arkadaşın ve köpeklerinin hikayesidir. M.S.250 yıllarında olduğu kabul edilen hadisenin olay yeri olan o zamanki Tarsus şehrinin Rum Hükümdarlarından Dakyanus,halkına zulüm yapmakla birlikte putlara tapınmaları için baskı yapıyordu. Her yıl 6-10 Mayıs tarihleri arasında yapılan Hıdırellez törenlerinde Eshab-ı Kehf Mağarası daha çok ziyaret edilmektedir.

Danyal Peygamber Makamaıserif cemalakinMakam-ı Şerif  Camii ve  Danyal Peygamber Türbesi

Makam-ı Şerif Camii şehir merkezinde 1857 yılında yapılmıştır. Danyal Peygamber, Makam Camiinin bulunduğu yere gömülmüştür. Danyal Peygamber, M.Ö. 605 yılında Kudüs’te doğmuştur. Babil Kralı II. Nabukadnaser (M.Ö.605-562) rüyasında İsrailoğullarından gelecek bir erkek çocuğun kendi tahtını sarsacağını öğrenince, İsrailoğullarından doğan tüm erkek çocukların öldürülmesini emretmesiyle, ailesi onu dağ başında bir mağaraya bırakır ve burada biri erkek, diğeri dişi iki aslan tarafından büyütülür. Gençlik çağına gelince de tekrar kavmi arasına karışır ve Yahudileri Babil esaretinden ilmi ve kehaneti ile kurtarır. Bereket dağıtan bir peygamber olarak anılır. Başkenti Tarsus olan Kilikya Kralı Syenessis, bir kıtlık döneminde, Danyal Peygamberi Tarsus’a davet eder, gelişiyle bolluk ve bereket gelir  ve ölünceye kadar Tarsus’ta yaşar.

Hz. Ömer döneminde, İslam kuvvetleri komutanı Ebul Musa Eş-arı tarafından Tarsus fethedilir. Şehrin imarı sırasında bir sandukaya rastlanır ve sandukada cenazenin parmağında iki aslan arasında bulunan bir çocuk tasvirli yüzük bulunur. Yüzük, Hz. Ömer’e gönderilir ve üzerindeki iki aslan arasında bulunan çocuk tasvirinden, yüzüğün Danyal Peygamber’e ait olduğu kanaatine varılır. Hz. Ömer cenazenin çalınmamasını emreder. Komutan Ebul Musa da, nehrin akıntısını keser ve mezarı derine gömer, üzerini  harç tabakasıyla kapatır ve kimsenin mezarı çalmaması için  nehrin mezarın üzerinden akmasını sağlar”.

                Ulu Cami

Camii Nur Mahallesi’nde Hz. Şit, Lokman Hekim ve Halife Me’mun’un kabirlerinin de bulunduğu Tarsus Ulu Cami, “Cami-i Nur” adıyla da anılmaktadır. Caminin kuzeybatısında yapı bütününden ayrı bağımsız yükselen minare, kitabesine göre, H.764/M.1362  yılında Memlûk Sultanı adına Şembeki Aksungur tarafından yaptırılır. Taçkapı ve minber üzerindeki kitabelere göre cami, H.987/M.1579 tarihinde Ramazanoğlularından Piri Paşa’nın oğlu İbrahim Bey tarafından inşa ettirilmiştir.  Hz. Şit ve Lokman hekimin makamlarının mezarları ayrıca Kadri tarikatı şeyhlerinden Şeyh Muhammed  Hasan’ın kabrinin bulunması yapının ününü artırmakta ve dinî ziyaret yeri olarak ayrı bir önem kazandırmaktadır.

                Bilal-i Habeş Makamı ve Mescidi   Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.V.)’ in müezzini olan Bilal-i Habeşi’nin Hz. Ömer zamanında fetih edilen yerleri ziyareti esnasında Tarsus’a geldiği, Kırkkaşık denilen yerde, yani şimdiki makamı ve mescidi bulunan yerde ezan okuyup, namaz kıldırdığı için 7. Yüzyılda makamı, 16. yüzyılda da mescidi inşa edilmiştir. Mescit kara planlı olup, üstü büyük bir kubbeyle örtülüdür. Üç bölümlü, üç kubbeli son cemaat mahalli mevcuttur. İçeride Bilal-i Habeşi’ye ait makam kısmı vardır. Ayrıca mescidin yanına bir de kuyu inşa ettirilmiştir. Osmanlı arşiv belgelerinde, 1519 tarihinde Bilal-i Habeşi makamı adına bir vakfın kurulduğu anlaşılmaktadır.

                Kubad Paşa Medresesi Yapı Ramazanoğullarından Piri Paşa’nın kardeşi Kubad Paşa tarafından 1553 tarihinde medrese olarak inşa edilmiştir. Medrese dikdörtgen planlı olup, ortada avlunun etrafında 16 oda sıralanmıştır. Orijinalinde iki katlı, tek eyvanlı, açık avlulu medreseler grubundandır.

Mencek  Baba Türbesi Tarsus, Tekke Mahallesinde bulunmaktadır. Nakşibendi Şeyhlerinden Mehmet Bey tarafından yaptırılmıştır. Halk tarafından Mencek Baba diye adlandırılan türbeye ait kitabe, güneydeki giriş kapısının üzerinde yer alır. Osmanlı Devleti arşiv belgelerinde Mencek Zaviyesi (Küçük Tekke) olarak kayıtlara giren yapının, vakfiyesinden anlaşıldığına göre İmam Kuseyrizade Şeyh Abdullah Mencek tarafından inşa edilmiştir. Yine aynı zat tarafından H.781 (M.1379)’ da vakfiyesi de tanzim edilmiştir. İçeride bir mezar sanduka yer almaktadır.

                Duatepe Türbesi  Tarsus İlçesi Merkezi, Kleopatra kapısının kuzeydoğusunda, Gözlükule Höyüğünün batı eteğinde Karamehmetler İlköğretim okulunun bahçesinde bulunmaktadır. Osmanlı Devleti zamanında yapıldığı tahmin edilen türbe, taş yığma avlu içerisinde yer almaktadır.
Mehmet Felah Türbesi  Tarsus  Demirkapı Camiinin içerisinde yer almaktadır. Türbe Tarsus’u Ermenilerden alan Halep Saltanat Naibi Harzemli Seyfettin Timur’un şehit düşen kumandanı  Felahoğlu Nureddin adına Osmanlı Padişahı II. Abdulhamit tarafından (1903 yılında) yaptırılmıştır.
Eski Cami Sultan Abdulmecit’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan adına 1870 yılında yaptırılmıştır. Dikdörtgen planlı, ahşap beşik çatılı, tek minareli cami 1901 yılında onarım görmüştür.
Müftü Camisi Müftü deresinde Müftü köprüsünün yanındadır. Mersin’in eski camilerindendir. Müftü Emin Efendi tarafından 1884 yılında cami ve medrese olarak inşa edilmiştir. 19. yüzyıl geç dönem tarzında süslemeli, tuğralı mihrabı vardır.
                Ulu Cami  1898 yılında Sultan II.Abdulhamit zamanında, Saydalı Abdulkadir Seydavi öncülüğünde halk tarafından yaptırılan eski Gümrük Meydanı’ndaki Cami yıktırılmış, yerine büyük ve modern Ulu Cami inşa edilmiştir. Cami üç katlıdır. Zemin katta 2000 kişilik ibadet mekanı ve son cemaat yeri bulunmaktadır. Ayrıca bodrum katında 400 kişilik konferans salonu olan caminin, iç yüzeyinde ilk defa bu camide uygulanan rumi ve hatai desenli Kütahya çinisi ile profilli ve oymalı ahşap malzeme kullanılmıştır. İbadet mekanına giriş tavanında rumi desenli renkli malakari rölyef uygulanmıştır. Mihrabı çini ve ahşap karışımıdır. Mukarnaslı alçıdan yapılmış olup, üst kavsarasının yüzeyi altın varak kaplanmıştır. 2 şerefeli iki minaresi vardır.
Avniye Camii, Mersinde, Minaresinin önceleri ahşap olması nedeniyle, Tahtalı Camii adıyla da bilinen yapı, Mahmut Şami-Sümen tarafından bağışlanan arsa üzerinde 1898 yılında inşa edilmiştir.

Latin Katolik Kilisesi, Sultan Abdulmecit tarafından 1853 yılında verilen bir fermana dayanılarak kilise mekanının inşaatına başlanmış ve yönetimi Capucins Rahiplerine verilmiştir.Mersin Uray Caddesi üzerinde bulunan saat kuleli kilise kompleksi, diğer birimleri ile 1898 yılında bitirilmiştir.
Kesme kireç taşından avlulu anıtsal bir yapı olan Latin Katolik Kilisesi, Mersin ve yöresindeki Katolik cemaat için ibadete açıktır.
                Arap Ortodoks Kilisesi, Mersin Cumhuriyet Meydanında bulunan Arap Ortodoks Kilisesi, Mersin’in ilk sakinlerinden, Dimitri ve Taunus Nadir tarafından bağışlanan arsa üzerine 1878 yılında inşa edilmiştir. İbadete açıktır.

Hz. Mikdat (Muğdat) Camii Cumhuriyet döneminin ikinci büyük cami Mersin  Muğdat Semti’ndedir. Klasik Osmanlı mimarisi tarzındaki yapı, toplam  Üç’er şerefeli, 6 adet minaresi, konferans salonu, kütüphane, aşevi, sağlık ocağı ve diğer birimleriyle külliye özelliği taşımaktadır. Halk arasında kutsal olduğuna inanılan  Muğdat Dede Türbesi Caminin bahçesinde bulunmaktadır.

cennet-cehennem-magaralari-02Cennet Mağarası (Obruğu) Cennet Obruğu, Silifke-Narlıkuyu’nun 3 km kuzeyinde III. jeolojik zamanın Miosen çağında bir yeraltı deresinin tavanın göçmesi nedeniyle meydana gelmiş bir çukurdur. Romalılar  dinsel tepkilerden korunmak için Hıristiyanların saklandığı Cennet Obruğu 60 m derinliğindedir. Denizden yüksekliği 135 m olan bu çöküntü içine, Romalılar devrinden kalma  450 adet antik  taş basamaklarla aşağıya inilmektedir.

Cennet Mağarasının dibinde, Meryem Ana Kilisesi  yapılmıştır. Ağız kısmının çapları 110 X 250 metre olup 70 metre derinliğindedir. Kilisenin kapısı üzerinde dört satırlık bir kitabe de Meryem Ana’ya hitaben yaptırıldığı da yazmaktadır. Kilise kubbelerin  iç kısmı Hz. İsa ve havarilerin resimleri  fresklerle süslenmiş  durumdadır. Kilisenin  dibinde ise bir akarsu bulunur. Eski dönemlerde bu mağaraların etrafında ayinler yapılır ve tanrılara dilekte bulunulurdu. Kilisenin apsis kubbesi ve iç duvarları, İ.S. 12’nci yüzyılda freskler ile süslenmiş. Yapının kuzey ve güney duvarlarında ise birer sıra kemerli küçük pencereler bulunmaktadır.

Uzuncaburç-Anıtsal-Tak.

Zeus Tapınağı ve Kilise (Silifke)  Cennet obruğunun  güney ucunda, Helenistik dönemde yapılmış ve sutünlarla çevrili olmayan bir tapınak olarak dikkat çekiyor. Bu tapınağın, Zeus’un Typhon’a karşı kazandığı zaferin bir simgesi olarak yapıldığı belirtiliyor. Tapınağın kuzey duvarının doğuya bakan düz köşe taşlarına ise Hellenistik ve Roma dönemlerinde görev yapmış 130 din adamının adları kazınmış. Tapınak, Hristiyanlık döneminde de bütünüyle yıkılıp yerine bazilika planlı bir kilise yapılmış. IV. yüzyıl veya en geç V. yüzyıldan kalma olduğu sanılır.

 

Cehennem Mağarası (Obruğu)

Cennet Mağarasının 75 metre kuzeyinde yer almaktadır. 110 mt. derinliğinde ve  kenar kısımları içbükey şekilde olduğu için içerisine girmek mümkün değildir. Obruğun tabanından, batıdaki cennet obruğunun altına yönelen bir yeraltı akarsuyu geçmektedir. Mitolojide, Olympos’lu tanrılar ile Titanlar arasında çıkan savaşta yenilen Kronos’un, Zeus tarafından bu mağaraya hapsedilerek tutsak edildiği söyleniyor. Zeus, alevler kusan ejderhayı  cehennem çukurunda hapsetmiştir. Sonra Etna Yanardağının altına sonsuza dek kapatmıştır. Cehennem Çöküğünün içine günahkârların atıldığına dair rivayetler bulunmaktadır.

Erdemli Paşa Türbesi,  Ayaş- Korykos yolu üzerinde olan bir Selçuklu eseridir. Türbe 1220 yılında Aktaşoğlu Sinan Bey tarafından yaptırılmıştır.

Ayatekla-Silifke-MersinAya Thekla (Meryemlik – Hagia Thekla)

Silifke’nin yaklaşık 4 km batısında, Azize Thekla Kutsal Alanı’nda yer alan, Hıristiyanlığın en eski ve en önemli merkezlerinden biri olan Meryemlik’e varılır. Meryemlik’in tarihi Azize Thekla’nın buraya gelişi ile başlar. Yaklaşık M.S.50 yılında kurulmuştur. Tek Tanrı inancının 1. yüzyılda yayılmaya başlayan Hıristiyanlıkla birlikte doğu Akdeniz bölgesindeki durumu incelenmek istendiğinde, karşımıza Hıristiyanlık dünyasının ilk kadın din şehidi (martyr) olarak kabul ettiği çok önemli bir isim çıkar: Azize Thekla. Iconiumlu 17 yaşında güzel bir genç kız olan Thekla, M.S. 1. yüzyıl ortalarında Tarsuslu Paulus’un  verdiği vaazlardan etkilenip, çok tanrılı inancı terk etmiştir. Ancak hem ailesinin hem de Iconium’da yaşayanların nefretini kazanan genç kız, Paulus’un peşinden gitmiş, yine onun tavsiyesi ile Seleucia ad Calycadnum’a (Göksu kıyısındaki Silifke) gelmiştir. Azize Thekla’nın bütün hayatı, mucizelerle doludur. Thekla’nın bir şifacı olarak halkı iyileştirdiği bilinmektedir. Onu öldürtmek için mağaraya gelenler,  Azize Thekla, mucizevî bir biçimde mağarada kaybolur. Aya Thekla’nın içinde yaşadığı mağara onun kayboluşundan sonra Hıristiyanlarca kutsal yerlerden sayılmış, M.S.312 yılında din serbest bırakılıncaya kadar gizli bir ibadet yeri olarak kullanılmıştır.

                mersin-in-ayasofya-si-alahan-manastiri-44033Alahan Manastırı

Mut ilçesinin yaklaşık 20 km kuzeyinde, 1.300 mt. yükseklikte Göksu vadisindedir.  M.S.440-442 yıllarında yapılmış olduğu tahmin edilen Alahan Manastır Külliyesi, Batı Kilisesi, Manastırı, Doğu Kilisesi, Kayalara oyulmuş Keşiş Odacıkları ve çevredeki mezarlardan oluşmaktadır. Kilise binaları Ayasofya Müzesi ile ortak özellikler göstermektedir. Süslemelerinde usta bir taş oymacılığı göze çarpmaktadır. İlk Kilise Korint başlıklı iki dizi sütunla üç nef’e ayrılmıştır. Narteksten ana mekana geçilen kapının atkı ve yan dikmeleri üzerinde St.Paul,St.Pierre figürlerinden başka bir çelengi taşıyan altışar kanatlı Cebrail,Mikail’in simgesel yaratıkları ezişi,kükreyen aslan,kartal ve öküz sembolleri, İncil yazarlarının tasvirleri,üzüm salkımları,asma yaprakları ve balık motiflerini gösteren kabartmalar yer almaktadır. O dönemde Hac merkezi kullanılan yapının iç yüzeylerinde birçok kabartmalar bulunmaktadır. Dış yüzünde, madalyon veya bir çelenk içinde Hz. İsa’nın büst tasvirini gökyüzünde uçuran iki melek tasviri bulunmaktadır. Alahan Manastırındaki mezarlardan birinin kitabesinde, “Mukaddes kurucu Tarasius  yatıyor” diye yazmaktadır.

                175-mersin-kanlidivane-erdemliKanlı Divane  (Kanytelleis)

Erdemli Silifke karayolunun 3 km kuzeyinde, büyük bir obruğun etrafında ve kuzeyinde kurulmuştur. Etrafında mezar anıtları ve silindir formlu büyük bir kitabe bulunmaktadır. Kanytella’nın tarihinin Hellenistik Dönem’e (M.Ö. 3-2. yüzyıl) kadar uzandığı kalıntılardan anlaşılmaktadır. Obruk kenarındaki kule sahip olduğu özellikleri ile bölgedeki Hellenistik Dönem yerleşimlerinin ortak özelliklerini taşıyan yapı olarak bilinir. Kulenin M.Ö. 2. yüzyıl başında Tarkyaris’in oğlu rahip kral Teukros tarafından yaptırılmış ve Zeus Olbios’a adanmış olduğu anlaşılmaktadır. Kuzey yamaçlarındaki nekropolis alanında bulunan lahitler ve anıt mezarlardır. ‘tapınak mezar’ olarak tanımlanan mezar anıtı, İ.S. 2. yüzyıla ait olup üzerindeki yazıtta kentin adının geçmesi nedeniyle önem taşımaktadır. Mezar, kentin soylularından olan Aba adına yapılmıştır.Kanlıdivane’nin nekropolü üç bölgede bulunmaktadır. Birincisi aşağıdan gelen yolun iki tarafındadır. Burada basit bir anıt mezar yapısı vardır. İkinci nekropol alanı, büyük çukurun batı tarafındadır. Üçüncü nekropol bölgesi bu yerleşmenin en yüksek noktasındaki büyük mezar anıtının çevresinden başlamakta ve doğuya doğru yoğun biçimde yayılmaktadır. Bunların hemen hepsi büyük lahitler şeklindedir. Aralarında  girişi üç sütunlu bir anıt mezar bulunmaktadır. Kanlıdivane Antik dönemde Olba’ya bağlı bir kenttir.  Hellenistik kule üzerindeki  kitabede, rahip krallardan Olba’lı Tarkyaris’in oğlu Teukros’un bu kuleyi, Tanrı  Zeus Olbios için yaptırmış olduğu yazılıdır.

                Cemal AKIN olba antik kent

Olba Antik Kenti  Silifke ilçesine bağlı Örenköy yakınlarındaki Olba kenti, Eski Çağ’da bölgenin yönetsel ve dinsel merkezi olan Olba-Diocaesarea’nın (Uzuncaburç) 4 km doğusunda yer almaktadır. Olba’daki  arkeolojik araştırma ve kazı çalışmaları sonucu  Olba,  ilk evresi, “Hellenleşme”, ikinci evresi “Romalılaşma” ve üçüncü evresi “Hıristiyanlaşma” olarak yaşanır. Hıristiyanlaşma evresinde Seleucia ad Calycadnum’a bağlı bir piskoposluk merkezi olarak erken Hıristiyanlık dönemi yazılı belgelerinde yerini alır. Hellenistik dönem içinde çevresi surlarla çevrili bir tepe (akropolis) yerleşimidir. Bugün akropolis çevresindeki Hellenistik dönem surlarına ait izler görülebilmekte; Olba’nın en görkemli anıtları, Roma İmparatorluk Dönemi’ne aittir. Olba akropolisine ileten anıtsal su kemerinin üzerindeki Yunanca yazıttan anlaşıldığına göre, su kemerinin M.S. 198-211 yıllarında inşa edilmiştir. Her tarafında çeşitli anıtsal  mezarlık alanları vardır.  Hıristiyanlığın, M.S. 4. yüzyıl başlarında Roma İmparatorluğu tarafından kabul edilmesi sonucunda, Olba’da da bu dinin ritüellerine uygun yapılar inşa edilir. Su Kemeri (Aquaeductus), Anıtsal Çeşme Yapısı (Nymphaeum), Tiyatro, Nekropol alanı, Tapınak Mezar, Manastır ve Katedral Olba kentinde gezilebilecek başlıca anıtsal yapılar arasındadır.

Dağpazarı Kilisesi (Corapissus) Mut İlçesinin 35 km kuzey batısındadır. Antik ismi Corapissus olan kentin antik yol üzerinde oluşu eski kente ayrı bir önem verildiğini göstermektedir. Antik kentte hayat ağacının kollarına asılmış çok sayıda hayvan ve geometri desenlerle bezenmiş taban mozayiği  göze çarpar. 15×5.50 m. ölçülerinde olan taban mozayiğinin hangi yapının taban döşemesi olduğu bilinmemektedir. Antik kentte mozayiğin yanında 3 adet heroon tipi mezar oldukça yıpranmıştır. Bizans dönemine ait kilisenin ise apsisi ve bazı duvarları ayakta kalabilmiştir Köyün güneyindeki vadide ise kaya mezarlarının bulunduğu nectopol sahası bulunmaktadır.
                Lalaağa Camii, Karamanoğlu İbrahim Bey’ in emirleri ile Lalaağa tarafından yaptırılmıştır. Kare planlı ve tek kubbeli caminin son cemaat yeri, beş küçük kubbe ile örtülmüştür.
Kümbetler, Lalaağa Camisinin doğusunda iki türbe vardır. Üzeri konik çatı ile örtülü olduğundan bunlara kümbet demek daha doğru olur. Muntazam kesilmiş küfeki taşları ile yapılmış kümbetlerin birinde üç, diğerinde dört mezar vardır. Bunlardan biri Karamanoğullarından Musa Bey’e (Lalaağa)’ ya aittir.

Dağ Camii,  Mut’un 2 km güneybatısındadır. Selçuklular dönemine ait olduğu (11. yy. sonları) sanılmaktadır. Çevredeki devşirme taşlarla yapılmıştır.
                Kızıl Minare, Rengi nedeniyle bu adı almıştır. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle
birlikte Karamanoğulları döneminde yapıldığı sanılmaktadır.
                Nure Sofi Türbesi
1228 yılında Selçuk Sultanı 1. Alaüd’- din Keykubat tarafından Ermenek Kalesi civarına yerleştirilen Karamanoğlu Beyliğinin ilk tarihi şahsiyeti  Nure Sofi’dir. Karaman adını verdiği oğluna beyliği devretmesinden sonra ömrünü Mut’ta geçirmiş ve ölümü üzerine Sinanlı nahiyesi Değirmenlik Yaylası (Yalnızcabağ köyü) ‘ne gömülmüştür

                Mamure Camii, Anamur  Mamure Kalesinin batı avlusunda halen ibadete açık, onarım görmüş tek minareli tarihi bir cami bulunmaktadır. İki bölümden oluşan kalede, iç içe iki sur ve surlar üzerinde kaleyi bütünüyle dolaşan ve bir taraftan bir tarafa geçişi sağlayan burçlar arasında bir yol vardır. Bu yıl üzerinde 35 normal, 4 büyük olmak üzere 39 kule bulunmaktadır.
Ak  Cami ,Karamanoğulları döneminde 1326 da yapılan cami, daha sonra yapılan yivli minaresi ile ilgi çekicidir. Akarca mahallesinde merkezi planlı tamamen kesme taştan kubbeli bir camidir. Giriş kapısının  üzerinde  altı satırlık yazıda 1326 H. tarihli yazıt bulunmaktadır.

                Kızıl Kilise, Anamur’un 8 km. kuzeyinde Kızılaliler köyü içerisinde yer alır.  Ören yeri içerisinde üç sahınlı bazilika görülür. Yapı 5.6. yüzyıl Isaura yapılarını çağrıştırır.
Silifke Alaaddin Camii, Roma köprüsünün karşısında bulunan cami, Selçuklu sultanlarından Alaaddin Keykubat döneminde yapıldığı için Alaaddin Camii adını almıştır. Şehrin tam merkezinde olduğu için Merkez Camisi olarak ta bilinir.

Reşadiye Camisi, Padişah Sultan Mehmet Reşat zamanında, Nüzhet Paşa tarafından 1912 yılında yaptırılan caminin doğu ve batısında bulunan sundurmaları, başlık ve tabanlıkları Korint tarzında sütunlarla desteklenmiştir. Mermer ve kireçtaşından yontulmuş bu sütunlar Silifke yöresindeki eski kalıntılardan devşirilmiştir.

Tevekkül Sultan Türbesi, Taşköprünün hemen yanındaki türbe hakkında yazılı herhangi bir kaynak bulunmamaktadır. Selçuklu hanedanlarından birine ait olduğu rivayet edilen mezarın üzerindeki çatı daha sonradan ilave edilmştir.

Cambazlı Kilisesi,  Adamkayalar’dan sonra Hüseyinler Köyü’nden geçilip Cambazlı Köyü’ne varılır. Cambazlı’nın helenistik, Roma ve Bizans dönemlerinde önemli bir yerleşim merkezi olduğu Uzuncaburç (Diocaesarea) ve Ura (Olba) ile Kızkalesi (Corycus)’ne döşeme antik bir yolla bağlantılı olmasından ve günümüze kadar gelebilmiş zengin kalıntılarından anlaşılmaktadır. Burada, kaya mezarlarının yanısıra birer küçük mabedi andıran anıtmezarlar, lahitler, sarnıç ve özellikle köyün girişinde bulunan kilise görülmeye değer tarihi kalıntılardır. Cambazlı Kilisesi, benzerleri arasında orijinal özelliklerini korumuş en iyi durumdaki örneklerden biridir.

                Gülnar Zeyne Türbesi, Gülnar’dan Mut’a giderken 26 ‘ncı km. de Zeyne (Sütlüce) Kasabasındadır. Zeyne Türbesi olarak bilinen Şeyh Ali Semerkandi Türbesi, Beylikler dönemi eseridir.

Bir küllüye olması gereken yapı gruplarından sadece türbe ayakta kalabilmiştir. Görünüşte psikolojik rahatsızlığı olan hastaların ziyaret ettikleri ve kurban kestikleri türbenin, külliyenin bir parçası olduğuna dair yazılı bir kaynak bulunamamıştır.

Ali Semerkandi ile ilgili bir efsane anlatılır. Çobanlıkta yapmış olan Semerkandi öğle sıcağında hayvanları susuzluktan yanmış vaziyette iken, yoldan geçen bir Türkmenin sert sözleri ile karşılaşır. Buna çok üzülen Semerkandi dua ederek elindeki sopasını kayaların ortasına vurur ve su fışkırır.Hayvanlarını sulayarak susuzluktan kurtarır. Bu yer halen mesire yeri olarak kullanılmaktadır.
Şeyh Ömer Türbesi, Gülnar İlçesi’ne bağlı Şeyh Ömer Köyündedir. Türbede Bahru’l-Ulum adlı Kur-an tefsirinin yazarı yatmaktadır.Türbe sekizgen planlı olup, düzgün kesme taşlarla örülmüştür. Üzerindeki büyük kubbe betonla tamir edildiğinden eski özelliği hakkında tam olarak bilgi alınamamıştır.

Cemal Akın

Turizmci Yazar

İnanç Turizminde Dünya ve Türkiye Destinasyonu

İnanç Turizminde Dünya ve Türkiye Destinasyonu Cemal AKIN İnanç Turizmi.

Dünyada İnanç Turizmi

Dünyada inanç turizmi  amacıyla seyahat eden yılda ortalama 300 milyon kişi ve elde edilen 20 milyar dolar gelir için ülkeler inanç turizmi kapsamında  çeşitli politikalar üretmektedirler. Bu sektörde meydana gelen gelişmelere paralel olarak, bu pastadan pay almak isteyen ülkeler arasındaki rekabet de gün geçtikçe artmaktadır. Gelişmekte olan ülkeler kalkınma ve gelişme kavramlarına büyük önem vermeye başlamışlardır. Turizm, dünyada petrol ticaretinden sonra en hızlı gelişen sektörlerden biridir. Dünya turizminin gelişmesiyle turistler, farklı dinlere mensup insanların, yeni ülkeler, yeni bölgeler ararken, aynı zamanda o yörede farklı turizm türlerini de araştırıp keşfetmektedirler. Bu amaçla dinsel yönden önemli bulunan camiler, kiliseler, sanat tarihi açısından önemli olan anıtlar, müzeler, evler, mimari özellikleri  nedeniyle türünün ilk veya ilginç örneği olan yapılar, tarihi eserler bu bağlamda değerlendirilerek turistlerin hizmetine sunulmaktadır. Tüm dünyada gelişme gösteren inanç turizmi kapsamında mevcut turizm değerlerinin korunması, turizme kazandırılması ve tanıtılması oldukça önemli hale gelmiştir. İnanç turizmi için turistler,  inanç ve kutsal mekanlara dini görevleri  ve merakları gereği  iki ana unsura dayalı olarak  ziyeret etmektedirler. Doğal olarak inanç, alınıp satılan ve ticareti yapılan bir mal değildir. Ancak insanların inançlarının gereği olarak “hacı” olmak, kutsal yerleri görmek, manevi tatmine ulaşmak için seyahat ettikleri de bir gerçektir.

Dünyada toplum tarafından bilinen ve kabül  görülen dinlerde Brahmanlıkta Benares; İslamiyet’te Mekke ve Medine; Hıristiyanlıkta Kudüs, Roma ve Efes; Musevilikte yine Kudüs, kutsal mekânlar olarak en çok ziyaret edilen  merkezlerdir. Özellikle İslam dininde, Kurban Bayramı’nda Mekke şehrinde yapılan ibadetler Suudi Arabistan’ın petrolden sonra hac gelirlerinden büyük kazanç sağlamasında etkili olmaktadır. İsrail inanç turizminde önde olan bir destinasyondur. İsrail’i  İtalya, İngiltere, İrlanda, Mısır ve Yunanistan takip etmektedir. İnanç turizmine katılan grupların üçte biri grup şeklinde yolculuk yapmakta ve 8 ilâ 14 gün arasında konaklama yapmaktadır. Harcama oranları ise  1,500 ve 3,000 Dolar arasındadır.

TÜRSAB İnanç Turizm raporuna göre dünyada en çok ziyaret edilen kutsal mekanlar sıralamasında , Japonya Meji Shrine Sensoji Tapınağı yıllık ziyaretçi sayısı 30 milyon 1.sırada, Türkiye Sultan Ahmet Camii 5 milyon sayı ile 20. sırada, Ayasofya Müzesi 3.2 milyon sayı ile 29. sırada yer almaktadır. Dünya inanç turizmi pazarı yaklaşık yirmi milyar dolar iken,Türkiye’nin bu pazardan aldığı pay yüzde beş civarındadır.

st-paul-kilisesi-Cemal AKIN inanç turizmiTürkiye’de İnanç Turizmi

Türkiye  dünyada eşi, benzeri olmayan zenginliklere medeniyetlere beşiklik etmiş Anadolu topraklarında bütün dinler birçok iz ve kalıntı bırakarak, ülkemizi  benzersiz bir konuma  ulaştırmıştır.

Bu sektörde bilindiği gibi ülkemizin turizm potansiyelinin önceliklerini, sahip olduğu doğal ve kültürel zenginlikler oluşturmaktadır. İnanç turizmi kapsamında  genç ve orta yaş gurubunun  gün geçtikçe daha fazla ilgi göstermeye başladıkları görülmektedir. Kutsal değerlerin turizme kazandırılması, kazandırıldığı bölgenin ekonomik olarak kalkındırılmasıda önemlidir. Türkiye’de “İnanç Turizmi” adı altında bazı faaliyetlerin gerçekleştirilmesine yönelik çalışmalar 1995 yılından sonra hızlandırılmıştır. Bu anlamda Hükümetimiz,  Van Akdamar kilisesi ile Trabzon Sümela Manastırını 2010 yılında ibadede açma izni vermesi ile dünyanın her tarafından  gelen turistler  bölge ekonomisine önemli derecede katkı sağlamıştır. Turizm Bakanlığı tarafından, 43 ilde  “İnanç Turizmi Açısından Önemi Olan İller” kapsamına alınmıştır.

Ülkemizdeki pek çok mekan (Efes, İznik, Antakya, İstanbul, vb.) bu dinin inananları tarafından kutsal sayılmaktadır. Ayrıca, semavi dinlerin ilki olan Musevilik dini ve tarihi, bilindiği gibi Hz.İbrahim ile başlamaktadır. Hz. İbrahim ve onun soyundan gelen peygamberler Şanlı Urfa’da yaşamıştır. Bu yüzden Şanlı Urfa’ya “ Peygamberler Şehri” denilmektedir. Bu özelliği  nedeniyle Urfa Şehri  inanç turizmi açısından önem taşıyan bir merkezdir.  Süryanilerin merkezi kabul edilen Mardin Türkiye’nin inanç turizminde öne çıkan mekânlarıdır. Bunların dışında, gerek Musevilerin, gerekse Hrıstiyanların bulundukları ülkelerde zulüm ve eziyet gördükleri dönemlerde Anadolu’ya sığınmış ve bu topraklarda yaşayan insanlardan hoşgörü, saygı ve anlayış görmüş olmalarının bir sonucu olarak, ülkemizde, sadece Hrıstiyanlığın ilk yıllarında yapılmış olan dini eserler değil, günümüze kadar geçen süreçte, hemen her çağda bu insanların inşa ettiği kiliseler, sinagoglar,  mabetler  ve tapınaklar vardır. Hristiyanlığın doğduğu yer Filistin ise de geliştiği, serpildiği yer Anadolu’dur. Bu eserler, Türkiye’nin rekabet gücünü arttırmakta ve diğer ülkelerden daha avantajlı duruma getirmektedir.

Türkiye toprakları İslam dinine inananlar için de çok önemli bir merkezdir. Bin yılı aşkın bir süre bu topraklara egemen olan Türk-İslam kültürünün ve altı yüzyıl İslam dininin önderliğini yapmış, bir dünya imparatorluğu olan Osmanlı Devletinin ortaya koyduğu dini eserler yanında, manevi kimliği yüceltilmiş  ”evliya”  olarak nitelenen insanlara ait ziyaret yerleri, camiler, yatırlar, türbeler hemen her şehrimizde kutsal yerler olarak bulunmaktadır. Bunun sonucudur ki, İstanbul Topkapı Sarayı’nda “Kutsal Emanetler” dairesi, Eyüp Sultan Camisi, Süleymaniye Camisi, Edirne’de Selimiye camisi, hoşgörü ve sevgi ile tüm insanlığı, “gel” çağrısıyla kucaklayan Mevlana’nın her yıl artan bir sayıyla yabancılar tarafından ziyaret edilmektedir.

cemal akın inanç turizm

Türkiye İnanç turizminde bir dünya markası olmaya aday, potansiyeli büyük  bir ülkedir.

İnanç turizmi potansiyeli  olarak,  yurdumuzda her iki ilden  birinde  kutsal  mekanlar bulunmaktadır. Turizm Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 43 ilde inanç turizmine yönelik mekan bulunuyor. Bir başka deyişle 2 ilden birinde inanç turizmine konu olan kutsal mekanlar bulunmaktadır.  Hiristiyanlar için önemli 9 bölge belirlenmiştir. Türkiye’de üç  büyük  dinin günümüze kadar oluşan eserleri  ve  ibadet yerlerinin  merkezler: 1-Hatay- Merkez: St. Pierre Anıt Müzesi  2- İçel-Tarsus: St. Paul Anıt Müzesi 3- İzmir Selçuk: Meryem Ana Evi 4- Antalya-Demre: St. Nicola Kilisesi 5- Manisa-Sard: Sard Sinagogu 6- Manisa-Alaşehir: Alaşehir Kilisesi 7-Isparta-Yalvaç: Pisidia Antik Kenti 8-Nevşehir-Derinkaya: Ortodoks Kilisesi 9- Denizli-Pamukkale: Laodikya Antik Kenti’dir.

mardin inanç cemal akınTürkiye dünyayı inanç turizmi ile kucaklamalıdır.

Türkiye’de 1.173 tane kültür varlığı statüsünde tescilli kilise bulunuyor. Trabzon’da Sümela Manastırı ardından, Van Akdamar Kilisesi’nde yapılan ayinlerin ardından, Hıristiyan dünyasının da dikkati Türkiye’deki bu kiliselere çevrildi. Hükümetimizin kararıyla, ayine açılan 16 kiliseye izin verilmektedir. Bu kiliselerd ibadetlerini yapmak isteyen Hıristiyanlar, O ilin Valiliğine başvurarak ayin için izin alabiliyorlar.

Ayin yapılmasına izin verilen kiliseler şunlardır: “İzmir Meryemana Kilisesi,  İzmir St. Jean Bazilikası, Kapadokya Derinkuyu Ortodoks Kilisesi, Kaymaklı Kilisesi, Göreme Kılıçlar Kilisesi, El Nazar Kilisesi, Ürgüp Mustafa  Paşa Konstantin Eleni Kilisesi, Avanos Dereyamanlı Kilisesi,  Antakya St. Pierre Kilisesi, Antalya St. Nikola Kilisesi (Noel Baba Müzesi), Mersin Tarsus St. Paul Kilisesi, Isparta Yalvaç St. Paul Kilisesi, Manisa Sardes Örenyeri, Bursa İznik Ayasofya Kilisesi ve Konsül Sarayı, Denizli Laodicea’daki Kiliseler, Trabzon Sümela Manastırı (Yılda bir kez), Van Akdamar Kilisesi (Yılda bir kez).”

Sonuç Olarak

Dünya’da turizm çeşitliliği bakımından  çok önemli üstünlüklere sahibiz. Bu çeşitlilik Türkiye’ye çok önemli  rekabet avantajları  sunmaktadır. Türkiye destinasyonunda bulunan en önemli  kaynak,  üç semavi  dinin mensuplarınca   kutsallık  kabul edilen  birçok  dinsel mekânların  varlığıdır.

Bu durum  inanç  turizmini doğrudan gündeme getirmektedir. Bu kutsal mekanlar, inanç turizminin kullanımına açılmadığı sürece, bu olanaklardan fayda  sağlamak  mümkün  olmayacaktır.  Ulusal  ve uluslararası barış ortamına katkı sağlanabilmesi,  dinler arası uzlaşma, hoşgörü ve barış ortamı gelişebilmesi  için mutlaka inanç turizmi konusunda yeni projeler üretilmelidir.

                Önemli  Hususlar; 

*İnanç  Turizmi’nin kutsal mekânlarının altyapı eksikleri giderilmeye çalışılmalıdır.

*Tarihi, kültürel ve dini yapıların restorasyonu veya düzenli  olarak  bakım  ve temizliği yapılmalıdır.

*Dini yapıların civarına yerel  yönetimler,  yatırımcıları  teşvik  etmeli, kredi tahsisi, arazi tahsisi, vergi  indirimi  gibi  alternatiflerle  yatırımcının  bölgeye  gelişi  sağlanmalıdır. Yaşayan yerel halk için ekonomik anlamda bir kaynak oluşturulmalıdır.

*İnanç turizmi,  Türkiye’de  güçlü  bir  alternatif  turizm  ürünü  olarak dünya  pazarına  sunulmalıdır.

*Kültürel ve tarihi  tanıtımda, inanç merkezlerini de  içine alan tanıtım filmi, belgesel  çekilerek tüm ülkelerinde özellikle Türkiye’nin hedef pazarı durumu olan yerlerde  gösterilmelidir.

*İnanç  turizminin  tanıtımı  için  her dilde basım ve   özel  internet  siteleri  tasarlanmalıdır. Tüm dünyadan basın mensupları, mesleki turizm grupları, seyahat acente sahipleri  ve çalışanları,  önemli din adamlarının hep birlikte katılabileceği tanıtım turları organize edilmelidir

*Dinsel seyahat ve toplantılara öncülük eden,  yol  gösteren  ve  bu  sektörde  söz  sahibi  olan,  Dünya  İnanç  Turizmi Birliği (WRTA) ile irtibat kurularak, iş birliği içine girilmelidir. İnanç turizmi  pazarına  yön  veren  bu  birliğe,  inanç  merkezlerinin envanterleri  gönderilmelidir.

*Dini yapıların, kutsal mekânların, sanat tarihi açısından da değerlerilerek tanıtılmalıdır.

*İnanç  turizmi  amacıyla  gelen  turistlerin  boş  zamanlarının değerlendirilmesi  amacıyla  diğer turizm  türlerinden de  ( sağlık turizmi, kültür turizmi gibi) faydalanmaları sağlanmalıdır.

*Gelen  turistlerin, alışveriş  yapmalarına ve yöresel  lezetlerin yedirilmesine   ortam hazırlamalıdır.

*Farklı dine mensup  kişilere  hoşgörü  ile  bakması  ve  onların  ibadetleri  ile  ibadet yerlerine saygı göstermesi sağlanmalıdır.

*İnanç turizmi kapsamında kutsal mekanlarda, yılda bir defa ayin yapılmasına izin verilen yerlere  turist potansiyelinin artırılması için sakıncası olmadığı sürece her ay ibadetlerine izin verilmelidir.

Kaynakça:

*Uluslararası  inanç turizm sempozyumları,

*Bakanlıkların araştırma, geliştirme ve yayın organları,

*Uluslararası inanç kongreleri

“Yaratılanı hoş gör,  yaratandan ötürü” Yunus Emre

CEMAL AKIN – Turizmci Yazar

türkiye inanç turizmi cemal akın

 

 

 

MERSİN ALTERNATİF TURİZM ÇESİTLERİ

Mersin Alternatif Turizm Çeşitleri
GENÇLİK TURİZMİ Dünyada sayıları 300 milyonu bulan ve 320 milyar dolarlık gelir yaratan 7 ile 27 yaş grubu arasındaki ‘genç turisti’ çekmek için ülkeler ve şehirler birbirleri ile rekabet etmektedir.
(TÜRSAB) ‘Gençlik Turizmi 2015 Raporu’na göre, Türkiye’ye gelen yabancı genç turistin sayısı 8.5 milyondur. Bu nedenle gençlik turizmine daha çok ağırlık vermemiz gerekiyor.Turizm yatırımcılarının gençlik turizminin önemini kavrayıp bu yönde yatırımlarına yön vermesi gerekiyor.Türkiyede gerçekleştirilen yurt içi seyahatinin %25 ini 7-25 yaş arası gençler oluşturuyor.
a-Gençlere yönelik kamplar, okul gezileri, yaz okulları, gönüllü çalışma kampları, gençlik şölen ve festivaller eko turizm içerikli doğa ile bütünleşen köy kültürünün özendirilmesi, risk içermeyen 18 yaş altında gençlerin, turizim alt yapıları tamamlanmış ve denetlenmiş kurumların tanıtımı yapılmalıdır.
b- Sosyal medyayı çok yoğun ve etkin kullandıkları için tanıtıma büyük katkı sağlıyorlar. Seyahat ile ilgili değerlendirmelerini online mecralarda paylaşıyorlar. (yerli ve yabancı turist ağırlayan her kurum gençlik turizmi için alt yapısını güçlendirmelidir.)
c-Mersin Gençlik Spor il Müdürlüğünün Gençlik Kamp Aktiviteleri, yurtdışında gençlik turizm kapsamı dahilinde değerlendirilmesi, tanıtılması ve satışı uygun mudur?
d-Devlet destekli her gençlik proje yatırımı Avrupa ve Arap turistlerinin ilgisini çekebilecek kapasitede olmalıdır. Aktivitelerle dolu bir Gençlik parkı yapılmalıdır. Bunun için de aquapark, toplu koşuların, maraton koşularının düzenlenebileceği, bisiklet müsabakaları, macera parkurları çamur banyoları ve binlerce çocuğu ağırlayabilecek büyüklükte düşünülmelidir.
e- Kamp Karavan olarak doğal güzelliklere sahip kıyılarda, gençlere yönelik doğal değerleri koruyarak kamp yapma olanağı yaratılmalıdır.

SPOR TURİZMİ  Acil olarak Mersin genelinde bulunan tüm spor altyapı olanaklarının envanteri bir kitap şeklinde çıkarılarak turizim sektörü ile ilgilenen herkese gönderilmelidir.Bugüne kadar yapılmamış olması üzücüdür.
Antalya’da her yıl binin üzerinde futbol takımı kamp yapıyor. Bunların önemli kısmı kış aylarında gelen Kuzey Avrupa ülkelerinin takımlarıdır. Aynı iklim koşullarına sahip olan Mersin’de 2013 Akdeniz oyunlarının olmasına rağmen spor klüplerinin ilimize yönelmemeleri düşündürücüdür !
a- Seyahat Acentaları ve oteller yaptıkları her tanıtımda spor turizmi bilgilerini portföylerine dahil etmelidir. Ölü sezonda otellere önemli katkı sağlayacak spor kampları için turizm sektörünü canlandıracak adımlar atılmalıdır.
b- Kamu kurum ve kuruluşlar ilimizde kamp yapacak olan yerli ve yabancı klüplere nasıl ve hangi şartlarda spor sahası önerilebilecektir ? Buna göre tanıtım daha sağlıklı ve daha somut olacaktır.
c-Spor kompleksi kurulmalıdır.
DENİZ TURİZMİ  En yoğun turizm türüdür. “deniz-güneş-kum” üçlüsü olarak değerlendirilendirilmektedir.
Deniz sporu olarak (yüzme, yelken, dalgıçlık, su topu, kürek,sörf, su sporu kayak)
Mersin kıyılarının yaklaşık 108 km’lik bölümünü doğal kumsallar oluşturmaktadır. Deniz Turizmi yapmak isteyen yerli ve yabancı turistler 108 km’lik sahilin keyfini çıkarabilmelidir. Bu plajlar, kumsallarının ince ve temiz oluşu ve sualtı avcılığına uygun oluşundan dolayı tercih edilmektedir. Taşucu, Susanoğlu, Ayaş, Kumkuyu, Akkum, Kapızlı, Yemişkumu, Kızkalesi, Ören, Anamur Plajları bunlardan bazılarıdır.
Zıpkınla Dalma,Mezitli silifke arası,susanoğlu, taşucu alanların zıpkınla dalış için elverişlidir.
Golf Turizmi , Golf sporu bir statü ve kalite simgesidir. Dolayısı ile golf olanakları destinasyondaki diğer ürünlerin imajını da destekler. İlimizde golf için teşfik projeleri ve golf alanları için yeni projelere ihtiyaç vardır. Ülkemiz tarihi ve doğal güzellikleri yanında ılıman iklimi ile de golf ürününün yaygınlaştırılması için uygun imkânlara sahiptir. Golf turisti, sadece golf oynamanın dışında yerli kültürü tanımak ister ve yöresel kültüre saygı duyar, sürdürülebilir gelişmeye katk ıda bulunur. Golf turistinin ortalama kalış süresi, tatilci turiste göre daha fazladır.Ortalama 4 gece olan tesiste kalış süresi golf tesislerinde 8-9 geceye kadar çıkmaktadır. Golf turistinin sosyo- ekonomik düzeyi yüksektir. Golf turisti daha fazla harcama (yiyecek ve içecek, alışveriş, turlar vb. yapar.)
Balon festivali, Bisiklet/Yürüyüş turları, Trekking/Tırmanma/Mağara Turları, Kış sporları
Scuba/Dalış Turları, dağcılık, kayak için projelere teşvik verilmelidir.
Dünyadaki ekonomik kriz insanların vazgeçilmez tutkusu olan spor gezi merakını gölgelemeye yetmez. Spor turizmini geliştirecek kurallar şunlardır.Vizyon oluşturmalı, fırsatları tanımlamalı, stratejiyi yapıp sonuçlandıracak işbirliklerini kurmalı, iş planı ve izlenecek yol haritası çıkarılmalı, etkinliklerin ?Neden-Nasıl? çözümlerine yardımcı olunmalıdır.
DAĞ VE KIŞ TURİZMİMersin-Tarsus-Gülek-Karboğazı kış sporlarının her çeşidinin yapılmasına müsaittir. Uluslararası Kayak Federasyonu’nun (FIS) Alp Disiplini kayak yarışmalarında istemiş olduğu faktörlerin tamamına sahip bulunan Karboğazı 3.585 m’lik zirvesi ile 2000-3000 rakımları arasında bulunan 10 km’lik doğal kayak pisti, Ekim ayından Haziran ayına kadar 7-8 ay kaliteli kar tutma özelliği ile dağcıların, kayakçıların ve turizm yatırımcılarının cazibe merkezi olacaktır. Arslanköy, Tarsus’da Çamlıyayla kayak turizmi açısından elverişli yapısı ile turizm alanında hizmet verebilecek kapasitededir.
Gezi, araştırma, yürüyüş, tırmanma, kış sporlarını kapsayan turizm türüdür. Türkiye de 100 000 dolayında insan kış ve dağ turizmiyle ilgilenmektedir.
Ayrıca helikopterli ski faaliyetiyle özellikle yurtdışından gelen kayakçılar, doğal pistleri ve yüksek dağları tercih etmeleri nedeniyle 15 ve 30 günlük uzun konaklamaları ile ekonomik katkı sağlamaktadırlar. Güneydoğu Havacılık tarafından organize edilen Heliski kayakçılar, helikopterlerle alınarak dağı eteklerindeki hiç dokunulmamış noktalara bırakılarak kaymaları sağlanıyor. Kayarak yamaçlardan inen kayakçılar, ardından bitiş noktasından yeniden helikopterle alınarak konaklama tesisine ulaştırılıyor. Avrupa’dan üst gelir grubundan olan sporculara tanıtım yapmak gerekiyor.
İNANÇ TURİZMİ  İnanç turizm envanteri detaylı olarak turizm rehberinde birkaç dilde hazırlanmalı ve tanıtılmalıdır. İnanç turizmi açısından zengin olan Mersin İl ve ilçe merkezlerinde önemli eserler bulunmaktadır.
Papa XVI. Benedictus’un 2008 yılını “Saint Paul Yılı” İlan Etmesi ile Tarsus ve Mut ilçeleri Hiristiyan turistlerin uğrak yeri olmuştur. Alahan Manastırı ve St.Paul Kuyusu ve Kilisesi (Anıt Müzesi) UNESCO Dünya Miras kapsamı listesine alınmıştır.
Tarsus ilçesindeki Hazreti Danyal Türbesi ve Makam-ı Şerif Cami, Hazreti Lokman Türbesi, Hazreti Şit Türbesi, Kur’an-ı Kerimde bahsedilen yedi uyurlar (diğer adıyla Eshab-ı Keyf Mağarası) ile
Silifke Meryemlik’te yer alan Azize Ayatekla , Erdemli ilçesinde bulunan Kanlıdivane, Silifke’deki Cennet- Cehennem obruğu, Katedral Olba kenti, Eski Çağ’da bölgenin yönetsel ve dinsel merkezi olan Olba-Diocaesarea’nın (Uzuncaburç) inanç turizmi kapsamında değerlendirilebilecek önemli dinsel merkezlerdir .

DOĞA TURİZMİ  Doğa Turizm aktivitelerinden biri olan MAĞARA TURİZMİ, Diğer alternatif turizm türleri gibi mağara turizmi yılın 12 ayına yayılması gerekmektedir. Mağaralar bilimsel ve sportif amaçlarla
tanıtılmaktadır. Aynı zamanda muhteşem ve heyecan verici bir görselliğe sahipler.
Sportif mağaracılık dünyanın en tehlikeli doğa sporlarından biri olarak kabul edilmektedir. Bireysel olarak yapılabildiği gibi, grup olarak da yapılabilir. Dağcılıkta en zor zirvelere ulaşmak ne kadar önemliyse mağaracılıkta da en derin ve uzuna ulaşmak o kadar önemlidir. Çok tehlikeli bir etkinlik olmakla birlikte macera turizmi kapsamında eşsiz bir deneyim yaşatabilmektedir Mağaracılığın diğer doğa sporlarından belki de en büyük farkı gün ışığından uzak, çoğunlukla karanlık ve ıslak bir ortamda yapılmasıdır. Bu yüzden son derece dikkat ve konsantrasyon gerektiren bir doğa sporudur.
Turizmi yalnızca kıyı kesimine değil, iç bölgelere de çekmek ve bu bölgelerde de kalkınmayı hedeflemek amacıyla doğal ve kültürel değerlerin koruma-kullanma dengesi içerisinde turizme kazandırılması amacıyla “çok turist ve çok döviz için” Mağara tanıtımına önem vermeliyiz.
Mersin İlimizde bulunan Mağaralar;
CENNET ÇÖKÜĞÜ MAĞARASI Silifke ilçesi, Narlıkuyu Kasabası, Hasanaliler Mahallesinde yer almaktadır. Bir yer altı deresinin oluşturduğu kimyasal erozyonla, tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş büyük bir çukurdur. Elips biçimindeki ağız kısmı çapları 250 m ve 110 m olup derinliği 70 metredir. 450 basamaklı merdivenle inilen çukurun tabanında 260 metre uzunluğunda bir mağara vardır. Mağara girişi ve bu mağaranın ağzında küçük bir kilise vardır. Kilisenin giriş kapısı üzerindeki 4 satırlık kitabede bu kilisenin 5.yy’da Paulus adında dindar bir kişi tarafından Meryem Ana’ya ithafen yaptırılmış olduğu yazmaktadır.Meryem Ana Kilisesi nedeniyle inanç turizmi açısından da önem taşımaktadır.Kiliseden sonraki mağaranın bitim noktasında mitolojik bir yeraltı deresinin sesi duyulur.
CEHENNEM ÇUKURU MAĞARASI Cennet Çöküğü Mağarası ile yan yana bulunmaktadır. Bir yer altı deresinin oluşturduğu kimyasal erozyonla, tavanın çökmesi sonucu meydana gelmiş. Ağız çember çapı 75 m derinliği 130 metredir. Çukur içine iniş yapılmamakta olup yukarıdan seyir terası vardır. Kenarları içbükey olduğu için içerisine inmek mümkün olmamaktadır.
ASTIM-DİLEK MAĞARASI Cennet-Cehennem Çöküklerinin 300 m kuzey-batısındadır. İçine helezonik demir bir merdivenle inilen mağaranın oluşumu 3. jeolojik döneme kadar uzanır. Birbirine bağlantılı, toplam uzunluğu 200 metreyi bulan galeriler silis minerallerinin birikmesiyle oluşmuş çok ilginç şekilli dev sarkıt ve dikitlerle süslüdür.
KÖŞEKBÜKÜ MAĞARASI Anamur ilçesi Ovabaşı köyündedir. İlçe Merkezine 9 km uzaklıkta 20.000 yıllık bir geçmişe sahip olan mağara 500 metrekarelik bir alana oturmuştur. Mağara 3 bölümden meydana gelmiştir. Birinci bölümün adı Huzur, ikinci bölümün adı Şifa, üçüncü bölümün adı ise Dilek’tir. Astım hastalarına iyi geldiğine inanılmaktadır.
EKİZİN DÜDENİ MAĞARASI Silifke İlçesi Narlıkuyu Kasabası Kızılisalı Mah. Gökören Mevkiindedir. Mersin-Antalya karayolunun Kızılisalı Mah.’ne ayrılan asfalt tali yolun 8. Km.sinden itibaren 2 km. Batıya gidilerek ulaşılır. 5-6 metre çapında 135 metre derinliğinde dik bir düdendir.
SUMAKLI DÜDEN MAĞARASI Silifke İlçesi Narlıkuyu Kasabası Hasanaliler Mah. Sumaklı Mevkiinde yer alır.Mersin-Antalya karayolunun Hasanaliler Mah.ne ayrılan asfalt tali yolun 5. Km.sinde ulaşılan Hasanaliler Köyü’nün 1.5 Km. batı-güneybatı yönündedir.125 metre derinliğinde bir düdendir.
ÇUKURPINAR MAĞARASI (DÜDEN) Anamur ilçesi Sugözü Köyü hudutlarında yer alır.İlçe merkezine 46 km. uzaklıkta olup 1880 m. yükseklikte Taşeli Platosundadır.Mağaraya giden yol stabilizedir.1990 yılında bulunan ve Türkiye’nin en büyük mağarası olduğu söylenen bu mağaranın tahmin edilenden de büyük olabileceği söylenmektedir. Son araştırmalara göre 1450 m.’ye kadar inilmiştir.Şimdiki araştırmalara göre dünyanın ikinci büyük mağarasıdır. Henüz ziyaretçilere açılmamıştır.
ÜĞÜ MAĞARASI Anamur ilçesi Güneybahşiş Köyündedir.İlçe Merkezine 12 km. uzaklıkta olup Toros Dağlarındadır.Ulaşım karayolu ile sağlanmaktadır.Yaklaşık 5 km.lik kısmı stabilize kaplıdır.

BİCİKLİ MAĞARASI Anamur ilçesi Abanoz Yaylasındadır.İlçe merkezine 60 km. uzaklıkta olup1500 m yüksekliktedir.Yolu asfalt kaplıdır.Mağara 700 m. uzunluğunda ve yedi bölümden oluşmaktadır.
DEREKÖYÜ KUZEYİ MAĞARASI Mut İlçesi Dereköyünde bulunmaktadır.Mut’a 40 km. Dereköyüne 2 km. uzaklıkta olup yolu ham topraktır.
MEHRİBAKAN MAĞARASI Çamlıyayla ilçesi Sebil Beldesi Yukarı Suçatı mevkiindedir.Sebil Kasabasına 45-50 km. uzaklıkta olup 45 km. orman yolu sonunda 3-4 km. patika keçi yolu ile ulaşılır.Dağlık ve sarp kayalıklardadır.
HACI SARININ MAĞARASI Çamlıyayla ilçesi Sebil Beldesi Çandık Kalesi mevkiindedir.Sebil Kasabasına uzaklığı 55 km. olup yaklaşık 50 km. orman yolu sonunda 4-5 km. patika keçi yolu ile ulaşılan mağara dağlık bir alandadır.
SAYDİBİ MAĞARASI Çamlıyayla ilçesi Sebil Beldesinde Cehennem Deresi çayının doğduğu yer olan Gövbürlek Mevkiindedir.Sebil kasabasına 80 km. uzaklıkta olup50 km. orman yolu 30 km. ırmak boyu yaya keçi yolu ile ulaşılır.
KARAİN MAĞARASI Çamlıyayla ilçesi Sebil Beldesi Zevzekdibi Mevkiindedir. Sebil Kasabası-Çamlıyayla anayolunun 400 m. yukarısında ulaşımı kolay bir yerdir.
YEDİUYURLAR (ESHAB-I KEHF) MAĞARASI Tarsus ilçesinin kuzey-batısında, 14 km uzaklıkta yer alan Dedeler köyündedir. Eshab-ı Kehf mağarası, Hıristiyan ve Müslümanlarca kutsal bir ziyaret yeri olarak kabul edilir. Mağara dört köşe olarak kayadan oyulmuştur ve 15 – 20 basamakla inilir.Mağaranın üstünde 1873 yılında Sultan Abdülaziz tarafından yaptırılan camiye sonradan üç şerefeli bir de minare eklenmiştir. Kuran-ı Kerim’de Kehf Suresinde sözü edilen mağara Müslüman ve Hıristiyanlarca kutsal sayılmaktadır.
TAŞKUYU MAĞARASI Tarsus ilçesi, Taşkuyu Köyü’nün yaklaşık 10 km kuzeybatısında bulunan mağara, permo-karbonifer yaşlı mermerler ile bunları örten miyosen yaşlı kireçtaşları doğal kaynağından gelişmiştir. Mağaranın girişi deniz seviyesinden 214 m yüksekte ve bilinen toplam uzunluğu 470 metredir.
AYNALIGÖL (GİLİNDİRE )MAĞARASI Aynalıgöl Mağarası ya da Gilindire Mağarası 1999 yılında, Aydıncık’ın doğusundaki Gemi Durağı Mevkiinde çobanlar tarafından bulunmuştur. Giriş ağzı deniz düzeyinden 46 m. yukarıda bulumaktadır.Toplam uzunluğu 555 m. olan dünyanın belki de 8. harikası sayılabilecek bu mağaranın içi, her türden damlataş oluşumları (sarkıt, dikit, sütun, duvar ve perde damlataşları, akma taşlar, mağara iğnesi) ile kaplıdır.

YAYLA TURİZM Toros yaylaları hem tarihsel ve kültürel değerleri ve hem de flora ve fauna yönünden oldukça zengin olup ziyaretçilere doğal yaşamı tanıma keyfi yaşatması açısından son derece çekicidir. Yaylalar son yıllarda reaksiyonel ve turizm amaçlı kullanılmaktadır.
Günümüzde büyük şehirlerde yaşayan insanlar, şehrin gürültüsü ve kirliliğinden kaçıp, doğal güzelliklere sahip olan sessiz alanları tercih etmektedirler. Çeşitli bitki örtüsüne sahip olması, ormanları, gölleri ırmakları, dereleri, tarihsel, kültürel ve arkeolojik değerleri, doğa ve dağ yürüyüşleri ve yayla şenlikleri ve el sanatları gibi değerleri taşıması nedeni ile bölgenin turizm merkezi olmasını sağlamaktadır.
Yayla turizminde beğenilen ve ilgi çeken yaylalar ise Gözne, Ayvagediği, Soğucak, Fındıkpınarı,Çamlıyayla, Namrun ve Sorgun Yaylalarıdır. Yaylalar arası ulaşım kolaylıkları ve yaylalardaki turistlerin ağırlanabilecekleri yer durumlarının tespiti önemlidir.
Trekking, Hikking, Biking Mersin ormanlık alanları yürüyüş (trekking),kırda gezinti (hikking) ve dağ bisikleti (biking) olanakları açısından son derece önemlidir. Ayrıca eko turizmine elverişli alanların tespit edilmesi gerekmektedir. Göksu Deltası, Taşucu Paragöl, Göksu Vadisi, Servatul Geçidi, Cehennem Deresi, Lamas Çayı Vadisi, Pozantı Geçidi, Seyhan Nehri-Yekköprü Su Tüneli gibi gezip görmeye değer çok sayıda doğal zenginliklere sahiptir.

SAĞLIK TURİZMİ  Mersin dünyanın en güzel SAĞLIK, ŞİFA, DOĞA VE DİNLENME köşelerinden biri haline getirilmelidir. Mersin bu yönden önemli bir potansiyele sahiptir. Sağlık turizminde doğal avantajlarımızı , İlimizde bulunan doğa, yayla, kum, deniz, kaplıca suyu ve doyumsuz çam ormanlarının bulunduğu doğayı çok iyi değerlendirmeliyiz. Limon ve portakal çiçeklerinin mis kokularını barındıran Mersin, 50 Yaş üstü turist profiline en iyi hitap edecek nadir kentlerden biridir. Günümüz yerli ve yabancı turisti tatil ile doğal sağlığı, bütünsel olarak benimsiyor.Günümüz insanı sadece sağlık ve tedavi amaçlı değil güzellik ve “yaşlanmamak”
(anti-aging) için de araştırmalarını genişletiyor. Bu gelişmeler sağlık turizmi kavramını bizlere tanıtıyor. Sağlık turizmi dünyada ve ülkemizde hızla gündeme oturan bir “yeni” turistik eğilim olmakla kalmıyor, sağlık turizmi sektörü de hızla büyüyüp gelişiyor. Bütünsel olarak Mersin, ilçe ve köyleri ile beraber gürültüden ve stresten uzak, eşsiz ıhlamur,kekik ve çam kokuları arasında, stres ve şehir gürültüsü ortamından uzak, bol oksijenli havası , doğa ile baş başa, organik yiyecekleri ile SAĞLIK İÇİN MERSİN tanıtımını sürdürmeliyiz.
Sağlık Turizminin geliştirilmesi için acilen bu yönde vakit kaybetmeden çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır.Bütün kurum ve kuruluşlara ve sektördeki herkese önemli görevler düşmektedir.
Sağlık Bakanlığı, Kültür ve Turizm Bakanlığı destekleri ve Mersin Üniversitesi işbirliği ile
Turizm haftasında veya belirlenecek herhangi bir tarihte “ MERSİN SAĞLIK TURİZMİ” konulu Ulusal ve Uluslar arası turizm sektöründe ayrıcalık yaratılması adına 50 yaş üstü Turizm Kongresi çalışmaları hazırlanabileceğini düşünüyorum. 50 yaş üstü arayışları geliştirmek, deneyimleri paylaşmak, yeni planlarla teşfik etmeye yönelik girişimci ve yatırımcılara yeni imkanlar oluşturabilmeliyiz.
Sağlık turizmi açısından, Mersin Güneysu-Güney yolu içmesi, Tarsus Keş bükü içmesi, Silifke Saparca ılıcası, Mut Hocantı kaplıcaları bir program kapsamı dahilinde özellikleri ve kalite standartlarına göre, sağlık bakanlığı, kültür-turizm bakanlığı tarafından belgelendirilmiş tesisler ise turizmcilere bildirilmesi gerekmektedir. Kaplıca, kür merkezleri ve bazı tıbbi hizmetlerin sunulduğu sağlık merkezlerini kapsamaktadır. Sağlık turizmi kapsamında göz-diş-estetik ameliyatları ve saç ekimi için çok sayıda turist Türkiye’ye geliyor. Sağlık turizminin döviz girdisinde sağladığı ekonomik katkısı büyüktür. Önerilerim bölümünde (madde 10 ve 11) verilmiştir.

MACERA TURİZMİ  Akarsularda rafting, plajlarda ise yelken, sörf, bot, paraşüt, su kayağı vb.su sporları yapmak mümkündür. Türk Hava Kurumu 2675 m yüksekliğindeki Emirler köyünde Tarsus Karatepe’de ve Çanaktepe’de yamaç paraşütü ve yelken kanat eğitimi vermektedir. Etkili bir tanıtıma ihtiyaç vardır.
MERSİN VE ÇEVRESİNDEKİ UÇUŞ TEPELERİ
GELİNCİK TEPESİ, YERDEN YÜKSEKLİĞİ: 260 metre KALKIŞ YERİ EĞİMİ : Uygun, pist yeterli ve geniştir. YOL DURUMU : Şehir merkezinden tepeye kadar yol vardır. RÜZGAR DURUMU : Genelde limitler dahilinde günün her saati uçulabilir. İNİŞ YERLERİ : Tepenin dibinde çeşitli iniş yerleri vardır. Yer yer ağaçlar ve üzüm bağları vardır. İniş anında bunların göz önünde bulundurulması gerekir Not: Şehir merkezine 15 km. uzaklıktadır.
ASLANKÖY YAYLACIK TEPESİ YERDEN YÜKSEKLİĞİ: 620 metre. KALKIŞ YERİ EĞİMİ : Uygun, geniş bir pist var. YOL DURUMU : Aslanköye kadar asfalt yol var. Yol tepeye kadar stabilizedir. Mersin’e uzaklığı 60 km. RÜZGAR DURUMU : Genelde limitler dahilinde, öğleden sonra rüzgar ve termikler artıyor. İNİŞ YERLERİ : Oldukça geniş iniş alanları vardır.
TARSUS KARTAL TEPE YERDEN YÜKSEKLİĞİ : 90 m., KALKIŞ YERİ EĞİMİ : Uygun, pist yeterlidir.
YOL DURUMU : Şehir merkezinden tepeye kadar yol vardır. RÜZGAR DURUMU : Genelde limitler dahilinde kuzey ve doğu istikametinde rüzgar estiği zaman uçuşa elverişlidir. İNİŞ YERLERİ : Tepenin dibinde çeşitli iniş yerleri vardır. Bu tepe eğitim uçuşları için uygundur Not: Tarsus’a 10 km. dir.
TARSUS ÇANAKTEPE YERDEN YÜKSEKLİĞİ : 110 m. KALKIŞ YERİ EĞİMİ : Eğim fazla ve dik.
YOL DURUMU : Tarsus’tan tepenin dibine kadar asfalt yol var. Tepeye yürüyerek 10 dk. da çıkılır.
RÜZGAR DURUMU :Genelde limitler dahilindedir. Öğleden sonra uçuşa daha uygundur.
İNİŞ YERLERİ : Gölün kenarındaki tarlalara inilebilir. Bu tepe eğitim uçuşları için uygundur. Not: Tarsus şehir merkezine 13 km. dir.

TARSUS -ESHAB-I KEHF YERDEN YÜKSEKLİĞİ : 250 m. KALKIŞ YERİ EĞİMİ :Pist kısa ve kayalık. YOL DURUMU : Şehir merkezinden tepeye kadar yol vardır. RÜZGAR DURUMU : Genelde limitler dahilinde öğleden sonra rüzgar ve termik şiddetleniyor. Sadece güney-batı yönünde uçuş yapılabilir. İNİŞ YERLERİ : Tepenin dibinde çeşitli iniş yerleri vardır. Yer yer ağaçlar,cami ve satış standları vardır. İniş anında bunları göz önünde bulundurulması gerekir. Not: Tarsus şehir merkezine 8 km.dir.
ERDEMLİ-AKPINAR KÖYÜ/ GÖKTEPE YERDEN YÜKSEKLİĞİ : 600 metre, KALKIŞ YERİ EĞİMİ : Uygun. Pist çok geniş ve yeterlidir. YOL DURUMU : Şehir merkezinden tepeye kadar yolu vardır.
RÜZGAR DURUMU : Genelde limitler dahilinde günün her saati uçulabilir.Öğleden sonra rüzgar ve termikler artabilir. İNİŞ YERLERİ : Tepenin dibinde çeşitli iniş yerleri vardır. Yer yer ağaçlar vardır. İniş anında bunların göz önünde bulundurulması gerekir. Not : Erdemli şehir merkezine 45 km. uzaklıktadır.
KÜLTÜR TURİZMİ Kültür Turizmi yapmak isteyen tarih ve arkeoloji tutkunları; İl ve ilçe merkezlerinde bulunan müzeleri, Soli Pompeipolis, Kanlıdivane, Kızkalesi, Elaiussa Sebaste, Uzuncaburç, Mamure Kalesi ve Anemurium Antik Kenti gibi tarihi alanları ziyaret edebilir. Mersin, 310 adet sit alanı ile Türkiye’de en çok sit alanına sahip 10 il arasında yer almaktadır
Mersin ilinin 32 kilometrelik kıyı bandında yer alan çok sayıda tarihsel, arkeolojik ve doğal sit alanları arasında özellikle il merkezinde ilk yerleşim yerlerinden olan Yumuktepe ve Soli Harebeleri, Anamur’da Anamuryum Harabeleri ve Mamure Kalesi, Aydıncık’ta Dört Ayaklı Anıt Mezar, Bozyazı’da Arsione, Nagidos ve Sof-ta Kalesi, Erdemli’de Kanlıdivane Harebeleri, Ayaş, Korikos, Adamkaya Kabart-maları, Gülnar’da Meydancık Kale, Mut’ta Alahan Manastırı, Silifke’de aynı zamanda içinde küçük bir kiliseyi de barındıran Cennet – Cehennem Mağarası, Silifke Kalesi, Tekir Ambarı, Jüpiter Tapınağı, Aya Tekla, Holmi Öreni, Silifke Afrodisyası, Uzuncaburç, Olba, Tarsus’ta Kleopatra Kapısı, Gözlükule Höyüğü, Aziz St. Paul Kuyusu, Donuktaş Roma Yolu en önemlileridir. Kız Kalesi M.Ö. IV. yüzyılda, Mersin’in 60 km kadar batısında bir Yunan koloni şehri olarak kurulmuştur.
Anamur Kalesi M.S. III. yüzyılda Romalılar tarafından yapılmıştır. 1230 yılında Karaman oğulları’nın eline geçmiştir. Silifke Kalesi yüksek kayalıklar üzerine Ortaçağ’da yapılmıştır. Kalenin doğusunda 45 metre uzunluğu, 23 metre genişliği ve 12 metre derinliği olan sarnıcın Bizanslılar tarafından yapıldığı sanılmaktadır. Hıristiyanlığın yayılmasında en çok hizmeti geçen St. Paul Havarisinin doğum yeri olan Tarsus’da, St. Paul Kuyusu ve Kilisesi bulunmaktadır .
AV TURİZMİ Av hayvanı potansiyeli dikkate alınarak, Orman Bakanlığı (Milli Parklar, Av ve Yaban Hayatı Genel Müdürlüğü) tarafından avcılık tespit ve ilan edilmektedir. Yabancı turist avcılar, Orman Bakanlığınca A Grubu Seyahat Acentalarına verilen Av Turizmi İzin Belgesi ile avlanabilmektedirler. Ayrıca, yabancı turist avcılar Orman Bakanlığı Milli Parklar ve Av-yaban Hayatı Genel Müdürlüğünce tescil edilen özel avlaklarda, sadece buralarda üretilip serbest bırakılan türleri avlayabilmektedir. Çamlıyayla/Cocak-Cehennem Deresi Dağ Keçisi Koruma alanı olarak av turizmine hizmet vermektedir. Av hayvanlarının varlığı av turizminin gelişmesi amacıyla kullanılabilir.
Kara avcılığı, Deniz avcılığı, Su avcılığı Seyahat Acentaları aracılığıyla avlanabilen yabancı turist avcılar, 6136 Sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin yönetmelik ve MAK (Merkez Av Komisyonu) nun ilgili kararına göre, av tüfeği ve aksamını beraberlerinde getirebilmektedirler.

KONGRE TURİZMİ Mersin, Kültür ve Turizm Bakanlığınca kongre turizminin geliştirileceği 7 şehir arasına alınmıştır. Yenişehir Belediyesince hizmete sokulan 12000 Metrekarelik fuar alanının, Mersin’de fuarcılığın gelişimine katkı sağlaması beklenmektedir.  Kongreler, yüksek miktarda döviz getirisi sağlamaktadır.

Cemal AKIN
Turizmci Yazar

M.T.Cemal Akın

TURİZM STRATEJİLERİ

Türkiye’de Turizm Stratejileri

Turizm  işletmeleri ve içinde yaşadıkları ülkelerin yönetimleri dünya pazarında yerlerini koruyabilmek için rekabete dayalı bir piyasada sürekli olarak güçlü stratejiler izlemek zorundadır. Bu stratejilerin yürütülmesinde ülke imkânları, turizm hedefleri  ile ilişkili olmalı ve turizm pazarı iyi analiz edilmelidir. Türkiye’nin turizm potansiyeli bakımından dünyanın en önemli ülkelerinden biri durumunda  ve  turizmimizin çeşitlendirilmesi  bakımından gösterilen çabalarla rakiplerini geride bırakarak “En Fazla Turist Ağırlayan Ülkeler” sıralamasında 6’ncı sırada yer almıştır.

Çok zengin kültürel ve tarihi bir mirasa sahip Türkiye’nin, eşsiz doğal güzellikleriyle birlikte değerlendirildiğinde, turizm potansiyeli bakımından dünyanın en önemli ülkeler arasında yer almaktadır. Bölgemizdeki siyasi krizlere rağmen Türkiye turizmde yükselmeye devam  ettiği bir dönemde  terör olayları nedeniyle  yeni ve acil stratejiler  uygulaması  gerekmektedir.

Strateji Önerilerim;

1-Yabancı turistler tarafından güvenli bir ülke olarak algılanması için,  uçak ve  otobüs yolculuklarında  zorunlu  hayat sigortası  kanun kapsamında bulunmaktadır. Otellerde konaklama yapacak olanların da hayat sigortaları vardır. Seyahat acentaları  yurt dışı tanıtımlarında bu konuyu çok güzel  işleyebilmelidir.  TÜRSAB gelecek olan yabancı turistin  sigortalanması ile ilgili açıklama veya yeni bir strayeji  geliştirmelidir.

2-Bütünsel olarak dünyanın ilgisini  çekecek bir turizm projesi  zorunludur.  Hükümetimizin daha ciddi bir yaklaşımla Türkiye için “Gelecek 50 yılın projesi ” ne damga vuracak  bir hamle, bir strateji  veya bir proje hazırlamalıdır.  Turizmi 12 aya yaymalı ve  Uluslararası turizm arenasında markalaşmak  için  alternatif  turizm  çeşitlerini, ön plana çıkarılmalıdır. Alternatif çeşitlilik  içeren,Turizmden  tarıma, sanayiden ekonomiye, spordan eğitime,kongreden sanata  ve  sağlığa kadar geniş  kapsamalı olmalıdır.

3-Türkiye  sağlık turizminde dünyanın ilk 10 ülkesi arasında yer almaktadır. Türkiye  için dünyanın her ülkesinde yapacağı sağlık turizmi kapsamı dahilinde devlet hastanelerimizde tedavi, ameliyat ve estetik ameliyatlarında doping  bir indirim uygulaması projesinin hazırlanması, özel hastanelerin de yapacağı tedavilerde uygulayabilecekleri  indirim oranlarının belirlemesi  faydalı olacaktır.

4-Dünya engelliler haftası 10-16 Mayıs tarihleri arasında ve 3 Aralık Dünya Engelliler günü olması nedeniyle, her yıl aynı tarihte ülkemize gelecek yabancı  engellilerin 1 ile 3 gün arasında ücretsiz  sağlık hizmetlerinin  devlet tarafından yapılırsa  yararlı olacaktır.(bu kişilerin 10 ve 30 gün konaklayacaklarını düşünerek plan yapmalıdır) Birleşmiş Milletlere ve Avrupa ülkeleri engelli vakıflarına  bildirilmelidir. (hedef 2 milyon kişi ve 20 milyar dolar gelir)

5- Gençlik turizmi kapsamı dahilinde, dünyada sayıları 300 milyonu bulan ve 320 milyar dolarlık gelir yaratan 7 ile 27 yaş grubu arasındaki ‘genç turisti’ çekmek için ülkeler ve şehirler birbirleri ile rekabet  etmektedir. (TÜRSAB) ‘Gençlik Turizmi 2015 Raporu’na göre,  Türkiye’ye gelen yabancı  genç turistin sayısı  8.5 milyondur. Bu nedenle gençlik turizmine daha çok ağırlık vermemiz gerekiyor.Turizm yatırımcılarının gençlik turizminin önemini kavrayıp bu yönde yatırımlarına yön vermesi gerekiyor.Türkiyede gerçekleştirilen yurt içi seyahatinin %25 ini 7-25 yaş arası gençler oluşturuyor.

a-Gençlere yönelik  kamplar, okul gezileri, yaz okulları, gönüllü çalışma kampları, gençlik şölen ve festivaller  eko turizm içerikli  doğa ile bütünleşen köy kültürünün  özendirilmesi, risk içermeyen 18 yaş altında gençlerin,  turizim alt yapıları tamamlanmış ve denetlenmiş kurumların tanıtımı yapılmalıdır.

b- Sosyal medyayı çok yoğun ve etkin kullandıkları için tanıtıma büyük katkı sağlıyorlar. Seyahat ile ilgili değerlendirmelerini  online mecralarda paylaşıyorlar. (yerli ve yabancı turist ağırlayan her kurum gençlik turizmi için alt yapısını güçlendirmelidir.)

c-Gençlik Spor il Müdürlükleri yönetimindeki kompleksler, gençlik kamp aktiviteleri,  yabancı genç turisler  için  değerlendirilmesi, tanıtılması  katlı sağlayacaktır.

d-Devlet destekli  her gençlik proje  yatırımı Avrupa ve Arap turistlerinin ilgisini  çekebilecek kapasitede olmalıdır. Her ile aktivitelerle dolu bir Gençlik parkı yapılmalıdır. İçinde aquapark, toplu koşuların, maraton  koşularının düzenlenebileceği,  bisiklet müsabakaları, macera parkurları çamur banyoları ve binlerce çocuğu ağırlayabilecek büyüklükte düşünülmelidir.

e- Kamp Karavan olarak doğal güzelliklere sahip kıyılarda, gençlere yönelik doğal değerleri koruyarak kamp yapma olanağı yaratılmalıdır.

6-Ebeveynleri ile gelen  0-12 yaş çocuklar, konaklama,müze, ören yerleri ve fuarlar ücretsiz olmalıdır.

7-Turizmin gelişmesinde yerel yöneticilere ciddi görevler düşmektedir. Bu konuda kamu ve özel  sektör  bilinçlendirilmelidir. Düzenlenmekte olan  kültürel etkinlikler, fuar ve sempozyumlar yeterli olmamaktadır.  Uluslararası  tanıtımlarda özellikle yurdumuzda, bölgelerimizde  tatil ve yatırım yapacak zengin Arap  körfez ülkelerini gözardı etmeden,programlar hazırlanmalıdır.

8-Turizm marka olabilmesi için turizme yönelik fiziki ve sosyal altyapı imkânlarının geliştirilmesi, ulusal ve uluslararası tanıtım, turizm eğitimi ve imaj sorunlarına öncelik verilmesi gerekmektedir.

Turizme yön veren ve turizmden para kazanan tüm kurum ve kuruluşlardaki kişilerin, bu bilinçle hareket etmeleri sağlanmalıdır.  Bunun için özellikle potansiyeli olan alternatif turizm çeşitlerinin geliştirilmesi gerekmektedir. Alternatif turizm çeşitlerini sunabilecek potansiyele sahip  bütün iller kapsamlı bir turizm envanteri ile  il turizm rehberlerini  üç veya dört dilde hazırlamalıdırlar. (Almanca,İngilizce,Arapça ve Türkçe)

9- Dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik krizler, terör olayları ve doğal afetler, yurdumuza gelen ziyaretçi sayısını doğrudan ya da dolaylı etkilese bile alternatif pazarlar her zaman bulunmaktadır.Turizm ve seyahat acentalarının ilimiz turizm envanteri kapsamı dahilinde 7-10-15 ve 20 şer gece konaklamalı  seyahat turlarını yurt dışında tanıtmalıdırlar.

10- Kalkınma Ajansları veya diğer devlet kurumları tarafından sağlanacak mali destek şartlarını, turizm yatırımcıları için, sağlayacağı kolaylıkları açık ve net olarak pratik çözümlerle açıklamalıdır. Örneğin 2016 24-29 Nisan tarihleri arasında Dubai’de açılacak olan dünyanın en büyük fuarlarından biri olan  (Dubai Arabian Travel Market 2016 (ATM) katılımcıları için sağlanacak kolaylıklar ve şartlar şunlardır gibi) Hedef yurt dışı fuarlara daha güçlü katılım sağlamaktır.

11-Ulaşım, çevre, sağlık, hijyen  ve güvenlik  sorunları turizme vurulan en büyük darbedir.

Sorunsuz ve sürdürülebilir turizm için çevre bilinci geliştirilmelidir.Her turistin dil, din, yaşam biçimi gibi kültürel değerlerine sonsuz saygı duyulmalıdır. Kısacası  her ortam, her çevre temiz ve güven dolu olmalıdır. Turizm potansiyelinin bilinçli olarak kullanılması ve  turist akımının sağlanması için; hava, kara ve deniz yolu özellikle  havayolu ulaştırmacılığı büyük önem taşımaktadır.

Yıllardır yapımı devam eden havayolları projelerinin  bitirilmesi için hükümetimiz azami gayret göstermelidir.

12-Çarpık yapılaşmayı önlemek,  yeni nesillere temiz bir gelecek ve ortam yaralatabilmek için herkesin duyarlı ve titiz bir program çerçevesinde çalışması gerekmektedir.  Deforme olamamış kalan yeşil alanlar,  sahil  şeridi, alt yapı projesi, belediye ve üniversitemizin görüşleri çerçevesinde, bir bütün olarak değerlendirilip, doğal güzelliklerin korunarak çevre kirliliğine, gürültü ve görüntü kirliliğine son verecek plan ve projeler yapılmalıdır.

13-KDV oranları bütün yıldızlı otellerde yiyecek  içecek konaklama dahil %8 olmalıdır. Çöp,  tabela- reklam vergileri, su ve elektrik  fiyatlarında somut ve özel bir indirime tabi tutulmalı veya önümüzdeki  5  yıl için açıklamalar daha net olmalıdır. Bu konuda her kafadan bir ses çıkıyor. Her belediye hesabına geldiği gibi  yorumluyor. Kanun kapsamında turizm için acil  kararlar alınmalıdır.

14-Turizm  tanıtım stratejileri geliştirilerek güçlendirilmelidir Bu stratejiler, tanıtım, enformasyon, reklam, propaganda ve lobi teknikleri   kusursuz uygulanabilmelidir.

15-İç turizmin hareketliliği için, emekli, memur  ve çalışanlara devlet uzun vadeli kredi açmalı, hayatında hiç tatil yapmayanlar için sosyal fonlar kullanılmalı, özel sektör de bir miktar fedakarlık yapıp, devlet büyüklerimiz  yurt dışında tatilini  geçirmek isteyenlere  yurt içinde  tatillerini yapmalarını önermeli , net  avantajlar sunulmalıdır.turkiyede-turizm-stratejileri-39062

http://www.turizminsesi.com/haber/turkiyede-turizm-stratejileri-19894.htm

Cemal Akın /Turizmci Yazar

23 NİSAN DÜNYA ÇOCUK BAYRAMI

23 NİSAN UMUT ÇİÇEKLERİMİZ, SEVİNCİMİZ,

GELECEĞİMİZ OLAN ÇOCUKLARIMIZIN BAYRAMICemal Akın 23 Nisan

                23 Nisan Ulusal Egemenlik  ve Çocuk Bayramı’nı Atatürk, millet egemenliğini sonsuza kadar koruyacak olan çocuklara duyduğu sarsılmaz güvenin ve büyük sevginin ifadesi olarak armağan etmiştir.  ATATÜRK savaş yıllarında öksüz ve yetim kalan yoksul çocuklara sahip çıkmak, moral vermek, bir bahar şenliği ortamında  sevinmelerini sağlamak için 23 Nisan‘a  bu önemli  güne çocuk bayramı  ismini vermiştir. Bununla beraber Milli Egemenlik Bayramı ise Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasını sağlayan TBMM açılışını kutlamak için düzenlenen  Milli bayramımızdır.

UNESCO’nun 1979 yılını ‘Dünya Çocuk Yılı’ olarak ilan etmesiyle, TRT Uluslararası 23 Nisan Çocuk Şenliği’ni  başlatarak, bu bayramın uluslararası düzeyde  büyük ve  coşkulu bir şekilde  kutlanmasını sağlamıştır. Dünya Çocuk Günü çocuklar arasında ortak duygular oluşmasını, ulusların barış içinde yaşama özlemlerinin pekişmesini amaçlar. Dünya’da çocuklarına bayram hediye eden ve bu bayramı bütün dünya ile paylaşan ilk ve tek ülke Türkiye’dir.

 

En büyük zenginliğimiz olan,

Geleceğimizin  ve Cumhuriyet’imizin teminatı,

En değerli varlıklarımız  ve sevincimiz olan Çocuklarımız’ın;

Sağlıklı, eğitimli ve mutlu bireyler olarak,

Hayatın güçlükleri ile baş edebilecek ölçüde bilgi donanımlı,

Kendi başına karar verebilen, özgür düşünceli,

Sevginin, umudun temsilcileri,

yetenekli  çocuklar  olarak

yetiştirilmeleri  en büyük hedefimizdir.

 

 

Siz çocuklar,  umut çiçeklerimiz, aydınlık yarınlarımızı kucaklayan güçlü kollarımızsınız.

Sağlıklı, eğitimli ve mutlu bireyler olarak hayata devam etmeniz en büyük arzumuzdur.              Hedefimiz sizleri özgürce düşünen, sorgulayan, kendi toplumunun ve evrensel anlayışın doğrularından haberdar olan, geleceğin liderleri olarak yetiştirebilmektir. Bunu başarabildiğimiz takdirde bugünün çocukları, yarının büyükleri  olarak sizler ülkemizin sadece zenginliği değil, dinamizmin ve değişim potansiyelinin kaynağı olacaksınız.

Bu duygu ve düşüncelerle 23 Nisan Dünya Çocuk Bayramı’nı pırıl pırıl bir gelecek  ve aydınlık dolu yarınlarda barış ve mutluluk  getirmesini  dileriz.

 

Cemal AKIN

Turizmci Yazar

TURİZM HAFTASINDA DUNYAYA BARIŞ VE SEVGİ MESAJI

 

TURİZM HAFTASINDA DUNYAYA BARIŞ VE SEVGİ MESAJI

Dillerin, Dinlerin ve Medeniyetlerin Ülkesi, Doğa tarih ve Kültür Cenneti Türkiye’den Dünya’ya selam olsun. Anadolumuzun 7 Bölgesinden, Karadeniz, Marmara, Ege, İç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu, özellikle, Mersin, Adana, Hatay’dan Akdenizin misafirperver sıcak insanlarından dünya ya kucak dolusu sevgi çiçekleri ile beraber selam olsun.
Anadolumuzun her köşesinden dil, din, renk, ırk ve kültür ayırımı yapmadan, dünya insanlarını aynı değer, aynı sevgi ve aynı saygı ile kucaklıyoruz. Anadolu’muzdan barış selamlarını gönderiyoruz.
Türkiye bir barış ülkesidir.
Türkiye bir kültür ve doğa cennetidir.
Türkiye bir sevgi ve aşk ülkesidir.
Dünya Turizminde markalaşmakta olan Türkiye, kültürler ve toplumlar arası yakınlaşmayı sağlamakla beraber, günümüzde yaşanan zorlu sürecin üstesinden toplum olarak, yerli kaynak girişimleri ile mutlaka atlatacaktır.
Turizmi canlandırmanın en önemli adımı, halkımızı iç turizm konusunda bilgilendirmek ve aydınlatmak olacaktır. Ülkemizin, bölgelerimizin “değer” ayrıcalıklarını, tarih, kültür ve doğa turizminde dünyanın en iyisi olduğunu;
İnanç turizminden, Spor turizmine,
Gençlik turizminden , Orta yaş üstü turizmine,
Sağlık turizminden, Gastronomi turizmine,
Kongre turizminden, Kış turizmine
Ne ararsanız en iyisi, en güzeli, en değerlisi, Cennet Anadolumuzda mevcuttur. Türk turizmi olarak en kötü dönemlerden birisi içerisinde olduğumuz bugünlerde, turizm sektörünün dinamik yapısı ve Hükümetimizin bölgesel kalkınma programları ve yeni stratejileri öncülüğünde bu zor süreci kısa sürede olmasa bile atlatılabileceğine inanıyorum.
15-22 Nisan 2016 Turizm Haftasında ülkemiz ve yakın coğrafyamızda ortaya çıkan birtakım terör, kargaşa ve güvenlik sorunlarının, savaşların bir daha yaşanmamasını diliyor ve Turizm Haftasını kutluyorum.

 

Cemal AKIN
Turizmci Yazar

 

SATIS, PAZARLAMA VE TANITIMDA ALTIN KURALLAR

 

 

 

SATIS, PAZARLAMA VE TANITIMDA  ALTIN KURALLAR

Satış ve Pazarlamanın en büyük  fonkiyonu  tanıtımdır. Satış ve pazarlamada  güven ve ikna çok önemli unsurlardır. Güven ve ikna sanatı başarının anahtarıdır. Önemli olan ne düşündüğünüz değil, düşüncelerinizi kabul ettirebilme yeteneğinizdir. İnsanları daha etkili şekilde yönetmek, düşüncelerinizin benimsenmesini sağlayabilmek  ve sağlıklı ilişkiler kurabilmek için aşağıdaki altın  kurallar etkili olacaktır.

Anlatacak Bir Hikayeniz Yoksa, Sunacak Güçlü ve Kayda Değer Sözünüz de Yoktur

Şirketinizin  benzersiz, yeni  ve yaratıcı bir imaja, taze ve güçlü fikirlere gereksinimi vardır.İşyeriniz insanların duymaktan hoşlanacağı  ve arkadaşlarıyla paylaşacağı bir konusu bir hikayesi olmalı.  Kaliteli  hizmet her şeyin temelidir. Ancak dikkat çekici olmak da çok önemlidir. Ayrıcalıklı hizmetinizle insanların dikkatini size yönlendirmesini sağlamalısınız. İyi bir hikaye, iyi  bir sunumla,  iyi bir imajla ve  iyi bir konuşma ile etkili olabilir.

Satışta  Değer Yaratma, Sunum  ve Rekabet

Şirketinizin  profesyonel  bir satış temsilcisi mutlaka olmalı ve yerel iş fırsatları kovalamalı.Şirketi  temsil eden kişi önce kendini  sonra işyerini, iyi tanımalı ve kendini çok iyi satabilmelidir.Görüşünüz, güleryüz, ses tonu, diksiyon, doğru ve anlaşılır telafuz satışa etki eden faktörlerdir.Ürün ve hizmet  kalitesi hakkında  garanti verin. Referanslar  ve somut örneklerle tatmin edin. Konunuzdaki  gelişmeleri, dünyada neler olduğunu  gün gün izleyin. Unutmayın, küreselleşme, kıyasıya rekabet demek. Rekabet, bilgiye ulaşmayı, bilgiyi hızla alıp, hızla kullanmayı ve bunu yorulmadan sürdürmeyi gerektirir.

Hedef Pazarını Doğru Saptayın

En az maliyetle, en iyi sonucu almak için,  ürününüzü almaya en çok istek ve ihtiyaç duyan alıcı grubunu, araştırma ile saptayarak seçin. Ürünlerinize gereksinme duyan ve ödemede huysuz olmayacak müşteri grubu ile, ürünlerinize  gereksinme duyan, fakat fiyatı önemseyen grubu karşılaştırın. Reklam ve promosyon faaliyetlerinizin çoğunu yönlendirdiğinizde ne kadar ve kaça satabileceğinizi,  iki grup için de tahmin edin. Her iki durum için karlılığı hesaplayın.eğitim, yaş, meslek, gelir grubunda ama farklı coğrafyadaki müşterileri hedef alabilirsiniz, veya demografik özellikleri aynı alıcı kitlesine, mesela farklı bir yaş grubunu veya farklı meslek grubunu katabilirsiniz.

Potansiyel  Müşteri  Arama, Görüşme, Etkileşim ve Dostluk

Amaçlarınıza ulaşmak için ürününüz ile ilgili muhtemel alıcı kişi ve kuruluşları sürekli güncelleyen ve takip eden bir sistem, planlama oluşturmalısınız. Potansiyel   müşterilerinizi düzenli olarak ziyaret edip, Onları etkileyin ve size bağımlı kılın.Yeni iş imkanlarını takip etme, pazarda muhtemel müşteri fırsatlarını değerlendirme, müşteri aramada ve referans edinmede internetten ve network’den yararlanarak potansiyel müşteri oluşturmaya çalışılmalıdır.İstatistiksel olarak her arama/görüşme satış için önemlidir. İnternet arama kaynakları, Google, Twitter, Linkedin, otelin satış dosyalama sistemi, otel içi kaynaklar, dergi, gazete, iş dünyası bültenleri, convention büroları, MICE Dergileri, sanayi ve ticaret odaları kitapçıkları, telefon rehberleri, fuarlar ve katılımcı listesi, yıllık şirket raporları, şirketlerin web sitesi ve organizasyon kartından karar vericilerin isimleri, zincir otellerin portallarında Global Sales Resources, otelin rakiplerinin verileri ve otel aktiviteleri aracılığıyla kaynaklar oluşturabilirsiniz. Potansiyel müşteri olarak görüştüğünüz kişiler satın alma konusunda karar vericiler, karar vermeye etki edenler, bilgi toplayanlar, rezervasyon yapanlar ve nihayetinde hiçbir rolü olmayanlar olabilir. Muhtemel müşterinin sizinle iş yapması için ürününüze artı bir değer katma hatırlatması yapmanız gerekir. Görüşme öncesi planlamaya ilişkin detaylı strateji check-list ve rehber oluşturulmalıdır. Görüşme ile ilgili detaylar, sorulacak ve kaydedilecek bilgiler hazırlanmalıdır. Görüşmenin amacı ile görüşmeden sonraki aşamada yapılmak istenenler belirlenmelidir. Müşteri ile etkileşim sağlama satış temsilcisi ile başlar. Görüşme sonunda kendisine değer verildiğini gören ve tatmin olan müşteri muhtemelen ürünü alacak ve dostlarına da önerecektir. Satış temsilcisi daha anlamlı etkileşim ve dostluk kurma için bazı yöntemler geliştirmelidir.

Sosyal  Medya, Optimasyon, Mobil, Yerel ve Ulusal Basın

Facebook, Twitter, FourSquare, Gowalla ve Youtube gibi sitelerde profil edinin. Sosyal medyada aktif olarak yer alamak ve taze içeriklerle her gün, hafta veya her ay güncel  konularla ürün kalitenizi lanse etmelisiniz. Müşterilerinizin sizin adınıza yorum yapmalarını sağlayın. Sosyal medya profilleriniz ve yorum sitelerindeki varlığınız aktif ve dinamik olmalı. Yorumları cevaplamayı sakın unutmayın. Şirketinizin  internet sitesinin optimizasyona kesinlikle ihtiyacı vardır. Eğer internet sayfanız aracılığıyla direkt satış yapmak istiyorsanız kendinizi site tasarımına boğmazdan önce anahtar kelimeleri düşünün. Siteniz ne kadar güzel olursa olsun insanlar oraya ulaşamıyorsa satış yapamazsınız. Arama motoru optimizasyonu olmadan sanal satış başarısı sağlanamaz. Şirketler  web sitelerini akıllı telefonlara taşımaya başladılar. Şirketinizin  lokasyonunun kolayca tespit edilebileceği, bir görsel galeriye sahip alanla başlayın. Satış ve rezervasyon motorlarına ve daha ileri seviye mobil çözümler üretin.Yerel ve ulusal basın mensuplarıyla ve editörlerle iyi ilişkiler kurmalısınız. Bu yolla onlar gündem yaratırken siz hep listenin başında olursunuz. Pazarlama ve reklam faaliyetlerinizi, seçtiğiniz grubun özelliklerine göre programlayın.

Aracı Kurumlar (Bayiler, Şubeler ve  Acentalar)

Her şirketin marka imajını  ulusal boyuta taşıyıp pazardaki hacmini artırması gerekir.Katkıda bulunan  aracı kurumların, pazar ortamından  faydalanmanın  şartlarını oluşturun. Üretiminize, bayiler, şubeler ve  acentalar   sürkülasyon sağlayacaktır. Otelciler ve tüm turizm  pazarı için internet  en önemli satış pazarıdır. Satışı sağlayan acentaları  iyi analiz edin ve genel  stratejinize değer kattıklarından emin olun. Turizmde bilgi teknolojilerinde yaşanan inanılmaz hız, işletmeleri değişime zorlamaktadır. Teknolojinin, rekabetin ve tüketicilerin baskısı ile işletmeler, süreçlerini yeniden yapılandırmışlardır.  İnternet, önemli bir pazarlama aracı olarak ortaya çıkmıştır.

Destinasyon Pazarlama

Dünya turizmindeki gelişmeler,  ülke boyutundan destinasyon boyutuna  kaydığını göstermektedir.Bu konuda uzmanlaşmış kuruluş veya şirketler başarıyı etkiler. Bu kuruluşlarla yakınlaşmalı,  şirket veya tatil gruplarını düşük  ve  orta  seviye  fiyatlarla  etkilemelisiniz. Pazarlanacak ürünün yeteri kadar ses getirecek zenginlikte  ve çeşitlilikte olmalıdır.Turist sayısı arttıkça,  farklı istek ve taleplerini beraberinde getirdiği gibi, buna karşılık olarak, hizmetlerin çeşitlenmesi, farklı destinasyonların arz edilmesi sonucunu da doğurmaktadır. Artık oldukça bilinçli ve seçici olan turistler, tatillerini geçirmek adına belirli destinasyonları tercih etmektedirler. Memnuniyetleri, bu ihtiyaç ve beklentilerinin karşılanmasına bağlıdır. 

Destinasyonların Özellikleri.

 a- Çekicilik (Doğal insan elinden çıkmış, bir amaca hizmet için yapılmış ve miras olarak geçmiş uygarlıklardan günümüze ulaşmış eserler ile özel olayların bütünüdür.

b-Ulaşılabilirlik (Bütün toplu taşıma araçlarının, rotaların, terminallerin ve hizmetlerin bir araya gelmesiyle oluşan ulaşım sistemidir.

c-Olanaklar (Konaklama, beslenme, satın alma ve diğer turist hizmetleridir.

d-Uygun Paketler (Aracılar  ve turizm oteriteleri tarafından önceden düzenlenmiş tur yada gezi paketlerinin bütünüdür.

e-Aktiviteler (Ziyaretleri sırasında müşterilerin, katılabileceği bütün aktiviteleri ifade eder.)

f-Yardımcı Hizmetler (Turistlein her an ihtiyaç duyabilecekleri banka, iletişim, posta, gazete, hasteneler vb. hizmetlerin genel adıdır.)

Bu anlamda doğru konumlama, uygun ve çekici bir imaj ile güçlü bir marka yaratılması bir destinasyonun başarısını etkileyen en önemli unsurlar olmaktadır.

“Her başarılı insanın bir planı, her başarısız insanın bir mazereti vardır” Henry Clausen

 

Cemal Akın

Turizmci Yazar                                                 Cemal Akın -SATIŞ, PAZARLAMA ve TANITIMDA ALTIN KURALLAR